3.yy’da Roma devrinde yapılan ve 6.yy’da Bizans devrinde daraltılan Kayseri Kalesi ve Surlar; Selçuklu Sultanı I.Alaeddin Keykubat zamanında bugünkü şekliyle yeniden yapılmıştır. Karamanoğulları ve Osmanoğulları zamanında iki defa tamir görmüştür. Orta Anadolu da ulaşım geçitleri üzerinde bulunan Kayseri şehir merkezini koruyan kale günümüze kadar gelen eski varlığı ve zaman içinde yapılan ekleriyle bir orta çağ kalesidir. Tarihi Kayseri Şehri ve Kalesi düz bir alana kurulmuş olup Dış Kale ve İç kale olarak iki kısımdan ibarettir. İç Kale, Dış Kaleye göre daha yüksek yapılmış olması ve etrafına eklenmiş olan sur duvarları ile ayrı bir kale konumuna getirilmiştir.
İç Kale: Türkler döneminde geniş değişikliklere uğramış çevre Sur ve Burçları ile Kapı Kuleleri yükseltilerek kullanım şeklinde değişiklikler yapılmıştır. Osmanlı döneminde şehrin savunulmasına ihtiyaç duyulmadığından İç kaleye de mahalleler kurulmuş olup mevcut Fatih Cami bu dönemde yapılmıştır.
İç Kale, Kayseri'nin tarihi ve savunma önemi taşıyan bir bölgesinde bulunan etkileyici bir tarihi kalenin iç kısmını temsil eder.
İç Kale'nin Tarihi: İç Kale, Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından 1224 yılında büyük bir onarımdan geçirilmiştir. Ancak bazı kaynaklar kaleyi daha önce Bizans dönemine kadar tarihlendiriyorlar. Bu kale, tarihsel olarak Kayseri'nin savunmasına ve güvenliğine önemli bir katkı sağlamıştır.
Ticari ve Stratejik Önemi: Kayseri şehri tarihsel olarak ticari bir merkez olmuştur ve zengin tüccarlar ve zenginlerin yaşadığı bir yer olarak bilinir. Bu nedenle, Kayseri'yi işgal etmek isteyen ordular sık sık kaleyi hedef almıştır. İç Kale, bu saldırılara karşı bir savunma merkezi olarak kullanılmıştır.
İç Kale'nin 19 adet burcu bulunmaktadır. Bu burçlar, kaleyi savunmak ve gözetlemek için kullanılmıştır. Kalede ayrıca güneyden ve doğudan olmak üzere iki ana kapı bulunurken, sonradan Cumhuriyet Meydanı'na bakan bir üçüncü kapı daha eklenmiştir. Kale çevresindeki su hendekleri zamanla doldurularak yeşil bir alan haline getirilmiştir.
Güney Kapısı, kaleye saldıranları engellemek için mazgal adı verilen koruma önlemlerine sahiptir. Doğu Kapısı ise karmaşık bir plana sahiptir ve Türk yapımıdır. Bu kapı, iç kaleyi dış şehre bağlar. Her iki kapıda da eski yazıtlar ve kitabeler bulunmaktadır.
İç Kale'nin burçları, Türk Çağı yapısı olarak inşa edilmiş olup çoğu sağlam durumdadır. Bu burçlar, iç kaleyi savunmak ve gözetlemek için kullanılmıştır. Her burcun tarihsel ve mimari özellikleri farklıdır.
İç Kale, tarihsel olarak farklı dönemlerde onarılmış ve kullanılmıştır. 1950'lerde sebze hali olarak kullanılmış, ardından iç kısmına küçük dükkânlar eklenerek esnaflar için tahsis edilmiştir.
İç Kale, Kayseri'nin tarihini yansıtan önemli bir tarihi eserdir ve şehrin savunma ve ticari geçmişine ışık tutar. Günümüzde ziyaretçiler tarafından turistik bir cazibe merkezi olarak ziyaret edilmektedir.
Dış Kale: Dış sur ve burçlardan meydana gelen şehrin korunması, yönetim merkezi ve genelde yerleşim alanını kapsamaktadır. l. Alaaddin Keykubat tarafından yapılan ve Selçuklu Devlethaneyi çevreleyen Kuzey dış Kalenin Ok Burcu ve Yoğun Burcu günümüze kadar gelebilmiştir.
Tarihçesi
Kayseri, Roma İmparatorluğu döneminde "Caesarea Mazaca" adıyla bilinirdi ve önemli bir şehir olarak
Kayseri Kalesi 1897 |
kabul edilirdi. Kayseri surlarının ilk inşa edildiği tarihler, Roma İmparatoru III. Gordian dönemine kadar gitmektedir. Bu dönemde surların inşa edilmesi, şehir için önemli bir savunma önlemiydi.
Kayseri, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde yeniden düzenlenmiş ve surları daraltılmıştır. Şehir, Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası olarak varlığını sürdürdü. Procopius'un kayıtlarına göre, surların daraltılmasının amacı şehrin savunmasını kolaylaştırmaktı.
Kayseri, Ortaçağ boyunca çeşitli Türk boyları ve Selçuklu Sultanları tarafından ele geçirilmiş ve yönetilmiştir. Kayseri Kalesi, bu dönemde Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından büyük bir onarımdan geçirilmiştir. Kale, şehrin savunmasında kritik bir rol oynamıştır.
Kayseri, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi. Osmanlı döneminde şehirde ticaret ve sanayi gelişti ve Kayseri, önemli bir ticaret merkezi haline geldi.
Modern Dönem: Kayseri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra da önemli bir sanayi ve ticaret merkezi olarak kalmıştır. Şehir, ekonomik ve kültürel açıdan önemini sürdürmektedir.
Kayseri'nin tarihçesi, geçmişte birçok farklı medeniyetin etkisi altında olması nedeniyle zengin ve karmaşıktır. Bu nedenle şehirde tarihle ilgili birçok tarihi eser ve yapı bulunmaktadır, ve bu eserler günümüzde turistler ve tarih meraklıları için önemli cazibe merkezlerinden biridir.