Sembolizm (simgecilik), XIX.yüzyılda realizm, naturalizm ve parnasizme reaksiyon olarak ortaya çıkmış bir akımdır. Türkçeye, Fransızcadan geçen sembol teriminin aslı Fransızcaya da Yunanca’daki ‘symbol‘ kelimesinden geçmiştir. Fransızcada manevi bir durumu doğal bir bağlantıyla anlatan bir nesneyi anlatır.
Sembolizm, 19. yüzyılın son çeyreğinde ilk olarak Fransız edebiyatında ortaya çıkmıştır. Sembolizmin ortaya çıkış döneminde Fransa’sında toplum kendini hızlı ve büyük bir değişimin içinde bulmuştur. Bilimsel ilerlemeler, yeni icatlar, makineleşme… İnsanları mutlu etmediği gibi bir de Fransızların 1870 yılında Almanlara karşı önemli bir savaş kaybederek bozguna uğraması toplumu ve karamsarlık ve bıkkınlığa iter. Hisli sanatçılar ruhsal sarsıntıları geçirir ve içlerine kapanırlar.
Auguste Comte’un pozitivist felsefe akımının tesiriyle ortaya çıkan naturalizm de sanatçıların isteklerine cevap vermekten uzaktır. Pozitivizmin ve determinizmin katı gerçekçiliğinden, duyguya ve hayale hiç yer vermemesinden şikâyet edilen koşullarda Alman, Rus, İngiliz ve İskandinav edebiyatından yapılan çeviriler Fransız edebiyatçılarına yeni ufuklar açar.
Alman filozofu Nicolai Hartmann‘ın felsefesi ve özellikle Alman idealizminin kurucu filozofu Arthur Schopenhauer‘in “Dünya bir tasavvurdur, bir hayalden ibarettir” temeline dayanan fikirleri idealist felsefesi geçerlik, yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Bu felsefe Sembolizmin doğuşunda önemli bir etken olurken, Vagner’in kötümser müziği yeni arayışların zemin bulmasında rol almıştır. Bunların dışında Gerard de Nerval ve Edgar Allan Poe gibi romantik şairlerin etkisi de bu minvâlde belirtilmesi gerekir.
1880’li yıllarda Fransız edebiyatında yıkılmış olan eski değerler sistemi yerine yeni konamamış ve bu yeni sistem arayışlarında Les Hydropathes (Bağrı Yanıklar), Les Hirsutes (Perişan Saçlılar), Nous Autures (Bizler) vb. gibi daha bir çok edebi ekol kalıcı bir etki bırakamayı başaramadı.
Sembolizmin önünü açan ilk güçlü hareket, edebiyat alanındaki gelenekselliğe başkaldıran Dekadizm (İnkirazcılık-çöküşçülük) hareketidir. Temsilciliğini Fransız şair Jules Laforgue’nin yaptığı Dekadizm, “toplumsal ve sanatsal düzenin dışına çıkmak, karamsarlığa hayale, aşırı duyarlığa genişçe yer vermek isteyen bir anlayış” olarak tanımlanabilir. Dekadizm içinde yer alan bazı şairler, sonra Sembolizme kaymışlardır.
O dönemin Verlain, Moreas vb. genç ediplerin bir çoğunu önce dekadizm akımı içinde yer alırlar. Bir kaç sene süren dekadizm akımının en önemli temsilcisi akımın adının isim babası Jues Laforque’dir.
Önemli bir çok Türk şairini de etkilemiş olan Fransız şair Charles Baudelaire’in 1857’de yayınladığı ‘Kötülük Çiçekleri’ sembolist estetiğin dayanak noktası oldu. Sembolizm akımının ortaya çıkışını görmeden ölen Fransız şair Baudelaire kaynağından beslenen Paul Verlaine, Arthur Rimbaud, Stephane Mallerme sembolizmin doğuşunu hazırladılar.
Sembolizmi bir edebiyat akımı olarak ilk tanıtan Fransız şair Jean Moreas‘tır. Charles Baudelaire’in “Sembol ormanları arasından geçer insan” dizesindeki kullandığı Sembol (symbole) kelimesine ‘izm’ ekleyerek Sembolizm’i kavramlaştırmıştır. Şair Moreas 1886 18 Eylül günkü Le Figaro gazetesinin edebiyat ekinde sembolizm bildirisini yayınlayarak bu akımın tarihini ve özelliklerini ilan etmiştir.
Sembolizm 1890 yılından itibaren diğer sanat dallarında da yayılmaya başlar. Tiyatroda Norveç’li Henrik İbsen, Belçika’lı Maurice Maeterlinck resimde Beliçika’lı Fernand Khnopff Litvanya’lı Mikalojus Konstantinas Čiurlionis bu akımda sayılacak sanatçılardan bazılarıdır.
Sembolizmin Özellikleri:
Sembolizmin Özellikleri:
* Sembolist şairlere göre “gerçek” olduğu gibi anlatılamaz; çünkü duyularımız bize dış dünyayı olduğu gibi değil, değiştirerek ulaştırırlar. (Sözgelimi, su dolu bardağın içine bırakılan düz bir çubuk, kırıkmış gibi görünür.) İnsanlar, bu yüzden dış dünyayı izlenimlerine göre anlatırlar.
* Her sanatçının dış dünyadan edindiği izlenimler birbirinden farklıdır. Sembolist sanatçılar duyduklarını, iç dünyalarında hissettiklerini simgelerle anlatma yolunu benimserler. Anlatımda simgelere başvurmak, anlamın kapalı olması demektir. Bundan dolayı anlam açıklığından kaçındılar.
*Sanatçıların öznel düşünmeleri bakımından Sembolizmle Romantizm arasında benzerlik vardır. Sembolizmde şair duygularını simgelerle anlatma yolunu seçerken, Romantikler gerçekleri anlatırken duygusal davranmakla yetinmişlerdir. Bu açıdan bazı şairlerde hem romantik hem de sembolist özellikler görülür.
* Sembolist şairler, şiirde mecazlı anlatımlara, benzetmelere, hayallere geniş yer vermişler; duyguların bir bütün oluşturduğu görüşünü savunmuşlardır, duyulararası aktarmalara dayalı bir anlatım yolunu (acı yeşil, mor uğultu, tatlı hışırtı.. vb) benimsemişlerdir.
* Sembolist şairler dış dünyada gördüklerini değil, sezdiklerini yazmışlar; her şeyde olduğu gibi doğaya yönelik şiirlerinde de kapalılığı benimsemişlerdir.
* Sararmış yapraklar, kızıl gün batımları, durgun göller, baygın kokulu çiçekler, ay ışığı altındaki doğa, loş karanlıklar… sembolist şairlerin başlıca konuları olmuştur.
* Sembolist şiirde “musiki” çok önemsenmiş; şiirde musiki, “öz ile biçim arasındaki uyum” olarak değerlendirilmiştir.
*Sembolistlerin amacı dış dünya ile duyular arasındaki ilişkiyi sezdirmektir. Bu amaçla simgeler kullanılmış, zaman zaman simgeler de yeterli görülmeyince sözcüklere bambaşka anlamlar yüklenmiş, bu durum şiirde anlamca kapalılığı doğurmuştur. Sembolist şairlere göre iyi şiir, “herkesçe değişik yorumlanabilen şiir” dir.
Sembolistler klasik nazım biçimlerini bırakmışler müstezat, sone, terzarima biçimlerini kullanmışlardır. Onlar için şiirde kafiye de önemli değildir.
*Sembolizmde dil, sembol ve mecazlarla yüklüdür. Anlatım, kapalıdır. Bu kapalılık eserleri anlaşılmaz hale getirmiştir. Sembolistler “sanat, sanat için” anlayışındadırlar.
*Sembolizmin müjdecisi, bu akımın ortaya çıkışından önce ölen Fransız şair Charles Baudelaire’dir. Akımın kuramını (teorisini) Mallerme ortaya koymuş, akımla ilgili ilk bildirgeyi ise Jean Moreas yayımlamıştır.
*Sembolizmde şiir ve tiyatro türleri gelişmiştir.
Sembolizmin Önemli Temsilcileri:
Charles Baudelaire: şiir
Stephane Mallerme: şiir
Paul Verlaine: şiir
Arthur Rimbaud: şiir
Paul Valery: şiir
Maurice Maeterlinck: tiyatro
Türk edebiyatında ilk sembolist şiirleri yazan Cenap Şehabettin olmasına karşın Ahmed Haşim sembolizm akımının yerli temsilcilerinde öne çıkan şairdir. Bunların dışında Yahya Kemal Beyatlı, Ahmed Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmed Muhip Dıranas gibi şairlerin şiirlerinde sembolizmin etkisi görülür.