Deccâl
Kıyamete yakın bir dönemde çıkıp İslâm dinini ve ümmetini ifsad edip kötülüklere sürükleyecek olan ve aynı zamanda kıyametin alametlerinden sayılan biri.
Deccâl, “decl”in mübâlağa siğası olup “çok yalancı, aldatıcı, hilekâr” manasına gelmektedir. O “Bu ümmetin âhir zamanında çıkacak Yahûdîlerden biri olup ilâhlık iddia edecektir.” Yalancı olduğundan kendisine bu isim verilmiştir. (İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, Beyrut 1389, I, 948).
Deccal, aldatıcı ve yalancı özelliği ile, çok eski batıl dinlerde de varlığı kabul edilmiş olup ilk olarak Zerdüşt dininde görülmüştür.
Kur’ân-ı Kerim’de Deccâl’den bahsedilmez. Ancak sahih hadis. kitaplarında Deccâl’le ilgili pek çok rivayet vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadislerinde: “Şüphesiz on alâmet zuhur etmedikçe kıyamet kopmayacaktır.” Doğuda, Batıda ve Arap yarımadasında birer yerin batması: Duman*; Deccâl; Dâbbetü’l-arz ; Ye’cûc ve Me’cuc*; güneşin battığı yerden doğması ve Aden toprağının sonundan (Yemen’den) bir ateş çıkarak insanları haşrolacakları yere sürmesi” buyurmuştur. (Müslim, Fiten, 39, 40, 128, 129; Ebû Dâvûd, Melâhim, 12; Tirmizî, Fiten, 21; İbn Mâce, Fiten, 25, 28).
Deccâl’in çıkması haktır. Deccâl, belli bir şahıs olup, Cenâb-ı Allah onunla, kullarını imtihan edecektir. Deccâl olsun, diğer kıyamet alâmetleri olsun bizim için gaybdır. Bunlar hakkında bilgi edinmemiz ancak nakil (Kur’ân ve hadis)le mümkün olur. Akılla verilebilecek bilgilerin isabet etmeme ihtimali büyüktür. Öteden beri kıyâmet alâmetleriyle ilgili olarak çok te’vîller yapılagelmiştir. Herhangi bir dayanağı olmayan bu te’villerin geçerliliği de yoktur. Ayrıca bunlar, akılla ulaşılamayacak bilgiler olduğundan, yapılacak te’viller, halkı yanlış bilgilendirme vebâline sevk edecektir. Aynı yanılgı ve vebâl bunun için de söz konusudur. Bazıları Deccal’in komünizm olduğunu ileri sürerler. Ancak komünizm bir şahıs değil, bir sistemdir. Halbuki hadis-i şeriflerde Deccâl’in vasıfları sıralanırken, onun, her haliyle bir insan olduğu belirtiliyor. Ancak gözlerinin birinin kör olduğu bildiriliyor. Nitekim bir hadislerinde Hz. Peygamber (s.a.s.); “Hiç bir peygamber yoktur ki ümmetini tek gözlü yalancı (Deccâl)’den uyarmış olmasın. Dikkat edin ki onun bir gözü kördür. Rabbiniz ise tek gözlü değildir. Körün (Deccâl’in) iki gözünün arasında KFR (kâfir) yazılmış olacaktır” buyurdular. (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 101; Tirmizî, Fiten, 56)
Hz. Peygamber (s.a.s.) bu hadisleriyle Deccâl’in bazı vasıflarını haber veriyor. Buna göre Deccâl, bir gözü kör olan bir insandır. Hz. Peygamber de ümmetini Deccâl’e karşı uyarmıştır. Zira Deccâl, bazı harikalar gösterecek ve tanrı olduğunu iddia edecektir. İmansızlarla, bazı zayıf imanlılar, ona kanacaktır. İmanı kuvvetli olanlar ise kanmayacaklardır.
Dünya, imtihan yeridir. İnsanlar bu dünyada imtihana tabi tutulmaktadırlar. Deccâl da bir imtihan vesilesidir. Allah’ın kendisine verdiği güçle birtakım hârikalar gösterecektir. Deccâl’in göstereceği hârikalara “istidrâc” denir. İstidrâc, “inançsız ve şerîr kimselerin arzularına uygun olarak gösterdikleri hârikalara” denir.
İlâhlık iddia eden Deccâl, istidrâc türünden hârikalar gösterecek ve neticede bazı zayıf inançlılar buna aldanacak, imanı kuvvetli olanlar ise kanmayacaklardır. Zira insanlar çok iyi bilirler ki, ilah doğmaz, yemez, içmez, acıkmaz, susamaz, dünyada insanlar tarafından görülmez. Halbuki Deccâl ise bir insandır, üstelik eksik yani kör bir insan ve hatta kendi gözünü iyileştirmekten aciz bir yaratıktır. İşte insanlar, akıllarıyla bunları bilebilecekleri için Deccâl ve benzerlerinin istidrâc göstermeleri mümkinattandır. Müseylemetü’l-kezzâb gibi peygamberlik iddia edenler ise “ihânet” türünden hârikalar gösterebilirler. Yani isteklerinin zıddı gerçekleşerek rezil olurlar. İstedikleri yönde harika gösterseler; yalancı peygamberle gerçeğini halk ayırt edemez. Ve bu, halkın sapmasına sebep olacağından caiz değildir. İnsandan peygamber olur ama ilah olamaz. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Dikkat edin Deccâl’in sağ gözü kördür. Rabbiniz ise tek gözlü değildir” diye ümmetini bu konuda uyararak Deccâl’in harikalarına aldanmalarını önlemiştir. Hadislerde Deccâl’in iki gözü arasında KFR (kâfir) yazılacağı ve bunun herkes tarafından okunacağının bildirilmiş olduğunu ifade ettik. (Müslim, Fiten,102, 103,105). Deccâl, müminler için çok büyük bir fitne olduğundan, bütün peygamberler ümmetlerini Deccâl’e karşı uyarmışlardır. (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 101).
Yine hadislerde bildirildiğine göre Deccâl, Medine’ye giremeyecektir. Zira, Deccâl çıktığı zaman Medine’nin yedi kapısı olacaktır ve her kapıda iki melek bekçilik yaparak Deccâl’i Medine’ye sokmayacaktır. (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 112).
Deccâl, Medine’nin dışındaki bazı işlenmedik tarlalara kadar gelecek, o günün en hayırlı insanı çıkıp Deccâl’e, “Şehadet ederim ki sen, bize Rasûlullah’ın sözünü ettiği Deccâl’sin” diyecektir. Deccâl de yanındakilere, “Ne dersiniz, bu adamı öldürsem, sonra diriltsem şüphe eder misiniz?” diye soracak, oradakiler de “hayır” diyecekler. Bunun üzerine Deccâl onu öldürecek, sonra diriltecek. Dirilttiği adam o anda: “Vallâhi senin hakkında hiçbir zaman şimdikinden daha basiretli etli olmamışımdır” şeklinde cevap verecektir. Deccâl onu tekrar öldürmek isteyecek ama buna gücü yetmeyecektir. Bu şahsın Hızır (a.s.) olduğu söylenir. (Buhârî, Fiten, 27; Müslim, Fiten, 112) Yine Hz. Peygamber, Deccâl’in aldatmacasına karşı da ümmetini şöyle uyarmıştır: “Ben, Deccâl’in beraberinde olan şeyleri pekala biliyorum: Onun deccal.jpg 18 145 beraberinde sudan bir nehir ve ateşten bir nehir olacaktır. Ama ateş gördüğünüz şey sudur. Su gördüğünüz şey ise ateştir. İmdi sizden kim buna erişir de su içmek isterse, ateş gördüğünden içsin. Çünkü onu su bulacaktır.” (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 105-109). Demek ki Deccâl, Allah’ın, insanları imtihan için kıyâmetten önce göndereceği bir sihirbazdır. Cennet’i Cehennem gibi; Cehennem’i Cennet gibi göstermeye çalışarak fitne ve fesada sebep olacaktır. Kehf sûresinin ilk ve son âyetlerini (Deccâl’e karşı) okuyan mümin onun fitnesinden korunmuş olur. (Müslim, Fiten, 110)
Deccâl, yeryüzünde kırk gün kalacaktır. Sıkıntıdan dolayı kırk günün birinci günü bir yıl gibi, ikinci günü bir ay gibi, üçüncü günü bir hafta gibi, diğer günleri normal günler gibi gelecektir. (Müslim, Fiten, 110). Deccal’in göstereceği harikalar; rüzgâr estirmek, yağmur yağdırmak, bitki bitirmek vb. birtakım harikalardır.
Sonra Cenâb-ı Allah, İsâ (a.s.)’ı Şam’ın doğusundaki Akminareye, iki meleğin kanatlarına elini koymuş olduğu halde indirecek ve İsâ (a.s.) Deccâl’i öldürecektir. (Müslim, Fiten, 110; Tirmizî, Fiten, 62).
Deccâl’le ilgili hadis kitaplarında pek çok rivayetler vardır. Bunların sahih, zayıf ve merdûdlarını ayırt eden bir araştırmanın yapılması faydalı olacaktır.
Allah, Deccâl’in fitne ve fesadından Ümmet-i Muhammedi korusun.
Mehmet BULUT – Şamil İslam Ansiklopedisi
Deccal
Deccal, ahir zamanda farklı inançlara göre Mesih’in veya Mehdi’nin ikinci kez yeryüzene gelmesinden önce insanlığın dini inançlarını kullanıp saptırarak kötülüğe ve sapkınlığa yönelteceğine inanılan düşünce ya da varlık.
Hadislere göre, Deccal kıyamete yakın bir zamanda Mesih’in dünyaya zuhurundan önce Allah tarafından insanları kötü yola ve imansızlığa çağıran, Âdem ile kıyamet arasındaki vakitte Allah’ın yeryüzüne gönderdiği en büyük fitnedir.
Bir Hadise göre, Muhammed (a.s.) “Deccal’a denk gelen, ona karşı Kehf Suresi nin ilk ayetlerini okusun” demiştir. Deccal ilk olarak bir kavme gelir daha sonra bu kavme kendisinin onların tanrısı olduğunu ve ona inanmalarını söyler ve bu kavim ona inanır.
Bir hadise göre,Deccal bu kavmin topraklarını verimli kılar, hayvanlarını besili yapar, yağmurlarını çoğaltır. Daha sonra başka bir kavme gider bu kavme de kendisine inanmalarını söyler ama bu kavim onun tanrı olmadığını sadece bir fitne olduğunu söyler. Bunun üzerine deccal bu kavmin topraklarını kurutur, ekinlerini çürütür, kuraklık getirir.
Sonra Mehdi, Deccal’ı aramaya koyulur. Hadise göre Mehdi, Mesih’le beraber Deccal’i yenecek kişidir. Mehdi, Deccal’ın yanına varır.Deccal ona kendisine iman etmesini söyler. Fakat Mehdi kabul etmez. Deccal dev bir kılıçla Mehdi’yi ortadan ikiye keser ve iki parçasını çok uzak ayrı iki noktaya gönderir.
Sonra bu parçaları çağırır ve birleştirir ve tekrar iman edip etmediğini sorar. Mehdi gene iman etmez bu sefer Deccal Mehdi’yi boğazlamak ister ama Allah mehdinin boğazına bakırdan çok sert bir halka koyar ve deccal onu boğamaz. Sonra İsa Şam’daki Ümeyye Camii’nin minaresine iner ve daha sonra Deccal’i Mehdi ile birlikte yener ve insanlığı islama davet görevine başlar.
Gazeteci yazar Kemal Özer’in ‘Deccal Tabakta’ isimli yeni kitabıyla Deccal kavramına yeni bir boyut kazandırdı. Genetiği değiştirilmiş (GDO)’lu ürünleri sunanların ‘deccal’ olarak niteleyen Kemal Özer, bu ürünleri ‘deccalî ürünleri’ olarak niteliyor.
Eski Ahit ve Yeni Ahit’de benzer bir varlıktan bahsedilmektedir;
Vikipedi