yildizilmi.jpg 58 141 OKKÜLTİZM
Okkült kelimesi, eşyanın dış yüzeyinin ve özelliklerinin gerisinde yatan esrarengizliği gösterir. Gizli, kapalı, açıklanma şekli bilinmeyen şey demektir. Özellikle birçok insanın, hatta bilim adamlarının bile bilemedikleri maddi, ya da ruhsal güçler. Okkültizm ise, okkült şeylere ait bir bilgi yardımıyla bu etkiyi gerçekleştirmek için büyü işlemlerini uygulamaktır. Büyü çeşitleri, tüm uygarlıklarda mevcut olmuştur; antropologlar bu Özelliklerin her türden (ilkel olduğu kadar modern toplumlarda da) ayinlerde mevcut olabileceği üzerinde dururlar ve onlar modern bilimin doğusuyla ortadan kalkmamıştır, XX. yüzyılın ikinci yansından itibaren başlayan “akıldan kaçış” ile birlikte okkültizm yaygın bir nitelik kazanmış ve bu konuya karşı meraklı bir bilgi uyanmıştır. Psişik psisik arastrmalar dernegi.jpg 29 127 Araştırmalar Derneği, 1882 yılında İngiltere´de kuruldu ve son yıllarda telapati, hipnotizma, dur-görü (dair voyance) ölümden sonra hayatın olduğuna dair deliller ve genelde hâlâ test edilebilir bilimsel bilginin sınırlarının ötesinde kaldığı görülen insanın normal-üstün yetenekleri gibi konuları açıklayan çok miktarda kitap yayınlandı.
Gizli bilgiler veya bilimler olarak büyü, Kabbala, yıldız bilimi (astroloji, ilm-i nücm), kimya veya eski kimya ispirtizma sayılır. Gizli bilgiler nitelemesi hem bu bilgilerin gizli olan nitelik ve mahiyetine hem de konulan olan olaylann esrarengiz nitelik ve mahiyetlerine şamildir. Bunlar genellikle kendileriyle doğal olaylar açıklanmak istenilen ve fakat gözlemlenemeyen varlıklardır. Yoklukları isbat edilemeyen, ancak bilimsel yöntemlerin açıklamada yetersiz kaldığı varsayımlar olarak da tanımlanabilirler. Ne var ki, bunlar varsayımın görev ve şartlarına açıkça aykırı bulunurlar. Bu deyim gerçekliği olmayan, ama gerçek olayların nedeni olarak gösterilen olgulara veya tesbît olunmuş, ya da teshili kabil olup ancak anlaşılmaz, kabul edilmiş yasalara uymaz bulunmuş olgulara uygulanır. Sözgelimi uzaktan etkileme veya ruhlar arasında aracılık vb. gibi. Bu tür iddiaların bilime aykırı olmaları nedeniyle bilimin sınırları dışına çıkartılması gerektiği savunulur.
kabala.jpg 04 276″ align=”left” />Gizli bilimler kapsamında düşünülen büyü veya sihir, kabbala yıldız bilimi veya astroloji, simya ve kehanet konusunda XVII. yüzyıl filozoflarından A. Agrippa bu türden bilgileri doğal, göksel veya büyüye ihlal ediyordu. Francis Bacon ise gizli nedeni (illeti), gerçek nedene karşılık olarak kabul eder.
İslam kaynaklarında okkültizm, ilm-i hafi, ya da ilm-i garibe (garip ilimler) olarak adlandırılmıştır. Bu bilimler tamamen mahiyetlerinin gereği olarak gerek öğretileri, gerekse ulaşma yolları bakımından daima gizlilik arzeder. Rene Guenon “gizli” bilimler olmadığını, sadece “gizlenmiş” bilimler olduğunu söylemekte ve bozulmamış şekilleriyle bu bilimlerin evrendeki güçleri ve bu güçleri kullanma araçlarını konu edindiğini belirtmektedir.
Geleneksel dünyada -İslâm´da olsun, diğer Doğu ve Batı geleneklerinde olsun- bu bilimler, tıpkı birer dalı oldukları batınî bilimin kendisi gibi, ehliyetsiz ellerde uygulanarak kötüye kullanılmaması, böylece halka zarar vermemesi için gizlenmekteydi. Bu geleneksel gizli ilimler, kozmolojik bilimlerin uygulamaları olup, ancak içerdikleri sembolizmi açıklamak için gerekli olan metafizik öğretilere sahip canlı bir batın biliminin ışığında anlaşılabilirler.
İslâm dünyasındaki gizli bilimler arasında simya, cifr, remil, ilm-i firase (fizyognomi) ve rüya tabirleri yer alır. Fakat bütün bunların genel ya da bilimsel anlamda, bilim gibi kabul edilmesi düşünülmemelidir. İnsanın derunî, ya da manevî evreninin yer yer dışa yansıma biçimi olarak görülmesi yerinde olur.
Yüksel KANAR – SBA