olgu.jpg 18 162 OLGU
Olgu teriminin en genel kullanımı söylenen Doğrunun bir olgu olarak tanımlanabileceği iddiasıyla tanımlanan herhangi bir şey. Örneğin İngiltere´nin bir ada olduğu, şekerin suda eridiği, dünya nüfusunun arttığı birer olgu olarak addedilebilir.
Olgu teriminin sıradan ve bilimsel kullanımları arasında keskin bir ihtilaf mevcut değildir. Normal kullanımda olgular doğru olmayan şeyin ve zannın zıddır. Bilimsel kullanımda ise bu zıtlık daha çok olgusal ile teorik, olgular ile onların yorumları, ´verilmiş´ olgular ile onlara dayanan inşalar arasındadır.
Herşey bir olgu olarak tanımlanabilirse de, bazı doğrular tabiatıyla daha çok böyle tanımlanabilir. Olguları, onu soyut ve sosyal veya genel, negatif, gözlemlenemez, belirlenemez veya diffüze edilmiş haller olarak kullanmaktan somut, bireysel, pozitif, gözlemlenebilir, özgül ve belli bir yere bağlı olarak vuku bulan hadiseler şeklinde tanımlamak daha doğrudur.
Bundan doğan felsefi problem, uygun olguların sınırlandırılması, tesbiti ve tasnifi ile diğer daha farazi olguların birincisine dayanarak açıklanmasıdır. Bu tür açıklamalara veya farazi olguların gerçek olanlarına indirgenmesine bir alternatif, farazi olanların hiçbir şeye atıfta bulunmama olasılığıdır. Dünyanın kendisinden teşkil edildiği atomik olguları tesbit için çeşitli girişimler yapılmıştır. Bu girişimler mantıkçı atomculuk (logical atomism) veya mantıkçı pozitivizm olarak adlandırılırlar.
sosyal olgu.jpg 03 194
Sosyal Olgu
Sosyol olguların indirgenebilir varlığı veya onların indirgenebilirliği, ya da yanıltıcılığı sosyal bilimlerin özel ilgileri arasındadır.
Sosyal olgu terimi, (a) Kurumların genel olarak onların içinde rol alan bireylerden bağımsız oldukları, ve (b) insan kişiliğinin önemli karakteristiklerinin, mantıksal ve nedensel olarak sosyal bir bağlamın varlığının önceden varsaydığı görüşlerini savunanlarca görüldüğü şekilde, sosyal araştırma nesnelerini karakterize etmekte kullanılır.
Bu bakış açısını ve indirgenemeyen sosyal olguların varlığını reddedenler öncelikle şunları savunur: (a) Toplumlar onları oluşturan bireylerden tümüyle bağımsız şeyler değildir ve (b) bu nedenle toplumlar, kurumlar vs. hakkındaki önermeler tek tek bireyler hakkındaki önermeler olarak yorumlanmalıdır.
Bu tartışma salt felsefî bir tartışma olmakla kalmaz. Aynı zamanda metodolojik ve siyasal sonuçlara da sahiptir. Sosyal olguların reddedilmesi, açıklamaların metodolojik olarak bireysel amaçlar ve inançlara dayanarak kullanılmasını gerektirir; öte yandan sosyal olguları savunanlar kurumlar üzerinde durmayı yeğlemektedirler. Siyasal olarak sosyal olgulara inancın kollektivizme, onların reddinin ise siyasal bireyciliğe götüreceği iddia edilmiştir.
SBA