Sağcılık Nedir? Tanımı, Tarihi (Siyasal Eğilimler)

Sağcılık

Sağcılık, kurulu düzenin veya eskinin muhafazasından yana, köklü değişim ve yeniliklere ise karşıt bir siyasal tutumu ifade eder.

Siyasal eğilimlerin sağcılık ve solculuk gibi bir tasnife tabi tutulması 1789 Fransız İhtilali’yle başlamıştır. Fransız Devrimi’nden sonra toplanan Ulusal Meclis’te kraldan yana olanlar sağa, burjuvalar ise sol tarafa oturmuşlardır. Bunu izleyen dönemde de, Avrupa’da sağcılık, mutlak monarşi, aristokrasi ve kilise yandaşı olma anlamında anlaşıldı. Bu anlamıyla sağcılık, anayasa ve temsili hükümet isteklerinin karşısında yer alıyordu.

Mutlak monarşi, aristokrasi ve kilise yandaşlığı anlamında sağcılık kimi zaman milliyetçilikle de beraber gitmiş ve ulusal karakterin sağlamlığı ve devamlılığı üzerinde durmuşsa da, genelde, liberal ve cumhuriyetçi bir eğilimle birleşerek tutucu, tepkisel monarşizmin karşısında yer almıştır.

Günümüze gelinceye değin ise, sağcılıkla kastedilen anlam zaman ve koşullar itibarıyla pek çok değişikliğe uğramıştır. 1789 Fransa’sında solda oturan burjuvaların bugün sağda yer almaları bunun bir kanıtıdır.
edmund burke.jpg 19 119
Siyasal felsefe olarak, sağcılığın temeli 18. yy’da Edmund Burke tarafından atılmıştır. Fransız Devrimi yıllarındaki dehşet ve terörü büyük bir tepki ile karşılayan Burke’e göre, insanlar bağlı oldukları kurumlardan aniden vazgeçmemelidirler. Eğer, mutlaka bir değişim gerekiyorsa, eski kurumların kademe kademe düzeltilmesi tercih edilmeliydi. Burke, eski kurumların yenilerinden çok daha iyi çalışacaklarına inanmaktaydı.

Çünkü, ona göre, eskiler tanıdıktı, alışılmıştı, onlara saygı duyulmaktaydı ve yeni buluşlar her ne kadar mantık ürünü olurlarsa olsunlar aynı tür bir duygu ve alışkanlık birikimi oluşturmadan başarılı olamazlardı. Bir hükümet insanların alışkanlıklarına ve kendi tarihsel ruhuna uygun olarak zaman içinde yavaş yavaş değiştirilip geliştirilebilirdi. Büyük bir siyasi gelenek, her zaman kendi gelişimi için gerekli ipuçlarını da içinde barındırmaktaydı. Savunanlar, bir öncekinin köle gibi takibi değil, geleneksel tecrübelerin yeni şartlara uyarlanmasıydı. Bir devlet adamından beklenen sanat da bu olmalıydı.

SBA

Daha yeni Daha eski