SANAT
mona-lisa-leonardo-da-vinci-.jpg 02 265
Sanatın ağırlıklı olarak sübjektif ve şahsî yaşantılara dayalı olmasından dolayı son derece çeşitli tanımlan yapılmıştır. Bunun için yüzlerce tanımı bulunan sanatın bazı tanımlarına bir göz atalım:
Sanat zekânın malzemeyi kullanmasıdır.
Sanat tabiatın taklididir.
Sanat, maddeye giren ve onu kendi şekline sokan fikirdir.
Sanat mükemmel ve ideal güzelliğin aranmasıdır.
Sanat dinleyen ve seyredende estetik bir zevk uyandıran, gerçekliği sembolik olarak ifade eden eser ve hareketlerdir.
Sanat insanla nesnel gerçeklik arasındaki ilişkidir vs.
Bütün bu tanımların bazı ortak yönlerini söyle bir “tasvir” içinde birleştirebiliriz: Sanat, bir duygu veya bir düşüncenin maddî bir malzemeden, sesten veya sözden faydalanmak suretiyle heyecan ve hayranlık uyandıracak bir şekilde ifadesidir.
Bu tanımda dikkatimizi çeken dört husus bulunmaktadır:
1) Bir duygu veya düşünce;
2) Plastik malzeme veya ses ve söz;
3) İfade;
4) Heyecan ve hayranlık uyandıracak şekil. Şimdi bunları kısaca açıklayalım:
Duygu ve düşünce, sanat eserinin sübjektif ve manevî unsurudur. Plastik malzeme maddî veya zihnî olsun eserin objektif unsurudur. Sanatçı duygu ve düşüncesini bu malzeme ile ortaya koyar. İfade sanat eserini meydana getiren asıl unsurdur. Birinci ve ikinci unsura herkesin ulaşması mümkün olduğu halde, ifade mükemmeliyetine ancak bir sanatkâr ulaşabilir. Dördüncü unsur ise ifadenin vasfını oluşturmaktadır ve bizi yeniden sübjektif unsura götürür. Sanat eserinin karşısında hayranlık, heyecan ve zevk duyan varlık da insandır (seyirci). Başlangıçta sanatçı seyirciyi hedeflemeden sanat yapsa da, seyirci sanat eserinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
islam-sanat.png 11 146
Sanat kelimesi Arapça sâni (bir işi güzel bir şekilde yapmak anlamındadır) kelimesinden türetilmiştir. Fakat islâmî literatürde sâni Allah’ın eserleri anlamında kullanılmış, sâni’ sıfatı da Allah’a atfedilmiştir. Fakat sanat kelimesi günlük hayatta daha çok beceri, hüner, marifet, mümârese gibi anlamlarda kullanılmıştır. Bugünkü anlamıyla güzel sanatlar için de sanâat veya sınâal kelimeleri kullanılmıştır. Daha sonra Fransızca beaux arts (güzel sanatlar) karşılığı olmak üzere sanâyi-i nefise terkibi kullanılmaya başlanır. Zanaat (craft) olarak kullandığımız kelime de sanâat’ın bozulmuş şeklidir.
Tarih içinde sanatın mahiyeti üzerine pek çok teoriler geliştirilmiştir. Platon sanatı bir taklid (idealann taklidi) ya da mimesis olarak görür; Aristoteles ise gerçeğin taklidi olarak görür. Aristoteles aynca sanatın eğlendirme, eğitme ve arındırma (katarsis) etkilerinin de olduğunu söylemiştir. XVIII. yüzyılda JJ. Rousseau sanatın güzellik değil, duygusal coşma olduğunu iddia etmiş ve romantik sanata kapı açmıştır. Sanatı biçimci (formalist) bir tarzda kavrayan akıma biçimci sanat adı verilir. İdealist filozoflar sanatı ruhun maddeye nüfuz edip onu kendisine benzetmesi olarak görmüşlerdir. Çağımızda ise modern sanat adı altında nesnel gerçekçilikten uzaklaşıp kişinin bilinç ve algısının ön planda yer aldığı yeni bir sanat anlayışı oluşmuştur.
Sanat sosyolojisi, toplumlardaki, toplumsal gruplardaki sanat faaliyetlerinin özellikleri ve yapısının başlıca kesimleriyle arasındaki ilişkileri, güzellik anlayış ve anlatım larındaki değişmeleri incelemeyi amaçlar. Sanatın dinle, siyasetle, toplumla ve karşısına çıkan bUtün Öteki olaylarla kaçınılmaz ilişkileri olmasına rağmen, medeniyet ve kültür adını verdiğimiz bir bütünleşme süreci içinde bir tepki biçimi olarak kendine göre farklılığı ve ağırlığı olan bir yapı arzeder. Sanat toplumsal etkileşimlere açıktır, fakat bir çok “sosyalist gerçekçilik” taraflarının ve kaba Marksist-materyalistlerin söylediği gibi nesnel gerçekliğin, ekonomik alt yapının bir yansımasından ibaret değildir. Sanat temelde bireysel bir faaliyettir. Sanat ifade bakımından sanatçının hayal gücüne, sevgisine ve dehasına dayanmaktadır. Sanat ve toplum arasındaki ilişki sorununu, ünlü sanat teorisyenlerinden Herbert Read’in şu cümlesiyle noktalayalım: “Sanat gerçekte, bir ucunda kişi (birey), öbür ucunda toplumun yer aldığı zıt kutuplar arasındaki kıvılcım sıçramasına benzetilmiştir. Burada bireysel anlatım, sosyal bir kabulün sembolü veya mit’i olmaktadır.”
Sanat terimi, bu kullanımların yanısıra tabîat’a karşı olan, tabiî olmayan anlamında da kullanılır. Sanat eseri, bulduğumuz şekliyle tabiata karşı insan çaba ve yeteneklerinin bir sonucu olarak varolan bir şeydir. Böyle bir “şey” alelalede, estetikle ilgisiz bir şey olabilir. Ama bu geniş anlam içerisinde yine de sanat eseri sayılır.
SBA
Sanat Ar. ¹an¤at
a. 1. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık: “Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi.” -T. Buğra. 2. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım: “İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu.” -A. H. Çelebi. 3. Bir şey yapmada gösterilen ustalık: Konuşma sanatı. 4. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü: Askerlik sanatı. 5. Zanaat.
Güncel Türkçe Sözlük
sanat
Saat
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü sanat İng. art
(Yun. tekhne ile eşanlamlı; Yunanca tekhne sözcüğü, ereği bir şey ortaya koyma olan, yaratma olan, doğru bir plana göre yönetilmiş bir davranış anlamına gelir. Ancak tekhne sanatın yalnızca bir bölümünü karşılar.) 1.(En geniş anlamıyle) Belli bir yetkinliğe eriştirilmiş olma (ör. yemek pişirme sanatı). 2. Bir şeyi kendi iç yasalarına göre özgürce biçimlendirme yeteneği. 3-İnsanın, yarattığı yapıtlarla kendisini yücelten ve ölümsüzleştiren yaratıcı yeteneği. Sanatın temel türleri: mimarlık, resim, plastik sanatlar, musiki, söz-yazı sanatı: yazın, sahne oyunu (tiyatro) ve dans. Sanat sorunu ve sanatçının yaratmaları üzerine felsefe tarihinde çok çeşitli açıklamalar yapılmıştır: yansılama = mimesis (Aristoteles), fantazi (romantikler), oyun türünden biçimlendirme atılımı (Schiller), simgeleştirilmiş yaratma atılımı (Alman idealizmi) vb.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975sanat Alm. Kunst
Yaratıcı biçimlendirme eylemi.
BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü 1968sanat İng. art
İnsanoğlunun iç ve dış dünyasının etkisinde kalarak oluşturduğu duyulara yönelik beğenisel ve güzelduyusal (estetik) yönleri, yararlı yönlerinden daha çok olan nesne ya da onun bir bölümü. bk. aygıt. krş. halk sanatı, büyü, din.
BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü 1978sanat Fr. Art
İnsanda estetik duyguyu heyecana getirecek eserler meydana getirme işi (SANATÇI, Artiste; SANATÇA, Artistique).
BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü 1948sanat İng. art
Gerçeği güzel tasarımlarla yansıtan özel bir toplumsal bilinç ve insan devinimi biçimi.
BSTS / Toplumbilim Terimleri 1975sanat Fr. art
Bir duygunun, bir tasarının, bir düşüncenin ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bunların sonunda erişilen üstün yaratıcılık.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü 1974
TDK Sözlük