kitap_eskiii.png 36 93 Fıkıh
Bilmek, anlamak, şuurlu olarak idrak etmek.
Sözlükte “bir şeyi bilmek, derinlemesine kavramak, tam olarak anlamak” gibi manalara gelen fıkıh, ıstılahta, İslâm’ın kişisel ve sosyal hayata dair amelî hükümlerini bilmeyi ve bu konuyu inceleyen bir ilim dalını ifade eder.
Fıkıh kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de, çeşitli fiil kalıplarıyla yirmi yerde geçmekte olup, bir şeyi iyi ve tam olarak anlamak, bir şeyin hakikatini bilmek ve akıl etmek gibi anlamlarda kullanılmıştır İslâm’ın ilk devirlerinde fıkıh tabiriyle, bütün dinî bilgileri bilme kastedilmekteydi Hicrî ikinci asrın ortalarından itibaren fıkıh, sadece amelî hayatı kapsayan bir ilim dalı haline geldi Bu arada, îmân ve itikat konusuyla ilgili bilgiler, “ilm-i tevhîd, ilm-i usuli’d-din, akaid, kelâm” gibi isimlerle anılan ayrı bir ilim dalının; Müslüman’ın iyi ve kötü huyları, özel hayatı, sosyal ilişkileri ve davranışlarıyla ilgili hususlar ise, ahlâk ve tasavvuf ilim dalının konusu haline gelmiştir Fıkıh amelî hayata ait bilgileri ve hükümleri ihtiva eden ilim dalının adı olduktan sonra da kapsamı geniş kalmış, çağımıza kadar ilmihal, hukuk ve hukuk metodolojisi, ekonomi, siyaset, idare bilimleri ve bu bilimlerle ilgili kurumlar, küllî kaide, hilafiyat ilmi, fıkıh tarihi, mukayeseli hukuk, fıkıh dalı içinde kabul edilmiştir. Furû-ı fıkıh da, ibadet, muâmelât ve ukubât şeklinde üç ana bölüme ayrılır.