Pastiş
Bir yazarın dil ve anlatım özelliklerine, alay etmek amacıyla onu anımsatan, çağrıştıran bir biçimde öykünme.
Edebiyatta pastiş örnekleri:
Jorge Luis Borges'in "Pierre Menard, Don Kişot'u Yazıyor" adlı öyküsü, Cervantes'in Don Kişot'u eserini pastişler. Borges, kendi zamanında geçen bir hikayede, 20. yüzyılın düşünsel çatışmalarını ve edebi anlayışlarını ele alırken, Don Kişot'u modern bir bakış açısıyla yeniden yaratır.
James Joyce'un "Ulysses" adlı romanı, Homeros'un "Odysseia" eserine yapılmış bir pastiştir. Joyce, modern Dublin'de geçen bir gün boyunca bir adamın yaşamını anlatırken, Odysseus'un destansı yolculuğunu çağrıştıran bir dizi olay ve tema kullanır.
William Faulkner'in "Absalom, Absalom!" romanı, Amerikan Güney'in trajik tarihine yapılmış bir pastiştir. Faulkner, Güney'in kölelik sonrası dönemini, aile bağlarını ve ırk ilişkilerini işlerken, Güney edebiyatının tipik ögelerini kullanır ve bu türün geleneğine saygı gösterir.
Umberto Eco'nun "Gülün Adı" romanı, polisiye türüne yapılmış bir pastiştir. Eco, polisiye edebiyatının klasik unsurlarını kullanarak, aynı zamanda edebi ve felsefi bir derinlik sunar.
Bu örnekler, pastişin edebi çeşitlilik ve yaratıcılık içinde nasıl kullanılabileceğini göstermektedir. Yazarlar, pastiş aracılığıyla eski eserlere veya belirli edebi türlere olan hayranlıklarını ve saygılarını gösterebilirken, aynı zamanda kendi yaratıcılıklarını ve tarzlarını da ortaya koyabilirler.