Tarih Ne Zaman Başlar?
Tarih, Cenâb-ı Hakk’ın Hz. Adem (a.s.)’ı yaratmasıyla başlar. İslâm inancına göre Hz. Adem (a.s.) hem ilk insan, hem de ilk peygamberdir. Hz. Adem’e verilen din de İslâm dinidir. Dolayısiyle îslâm Tarihi, bu ilk müslümanla başlar; ve ondan sonra gelen bütün peygamberleri içine alır. Hz. Adem (a.s.)’la başlayan bu şümullü tarih, Kıyamet kopuncaya kadar da devam edecektir.
Allah, Hz. Adem’in şahsında insanı yarattıktan sonra, onu kendine temsilci (halife) ilan ederek, onun şahsında insanı şereflendirdi; bütün yaratıklardan üstün kıldı:
“Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara arz (ve teklif) ettikten onlar bunu yüklenmekten çekindiler. İnsana (gelince, o tuttu) bunu sırtına yükledi. Çünkü o çok zulümkâr, çok cahildir.” (Ahzab, 72).
Hz. Adem’e teklif edilen “emanet” hakkında çeşitli rivayetler olmasına rağmen, bunlardan en çok kabul edileni, Allah’ın, peygamberleri vasıtasıyla gösterdiği yolda yürümek, O’nun emir ve nehiylerine uymaktır. Bütün mahlûkât böyle bir mes’uli-yet altına girmek istemediği halde, Hz. Adem’in şahsında bu kutsal vazifeyi kabullenen insan, böylece yaratıkların en şereflisi, (eşrefu’l-mahlûkât) olmuştur.
Hz. Adem’in bu büyük emanet ve mes’uliyeti yüklenmesiyle beraber başlayan İslâm tarihi, aslında tüm dünya tarihidir. Çünkü yukarıda dediğimiz gibi, Hz. Adem sadece ilk peygamber değil, aynı zamanda ilk müslümandır. Ve ilk insan olması hasebiyle insanlık tarihi onunla başlar. İşte, bütün bilgileri bize veren Kur’anla tarih ilişkisi bu zamanda başlar.
Hz. Adem’le başlayan tarih, onun oğulları Habil ve Kabil zamanında iki kutuba ayrılmış ve bu iki kutup günümüze kadar gelmiş, Kıyamete kadar da devam edecektir. Bu iki kutup, Allah tarafından Hz. Adem’e verilen emaneti kabul edenlerle, kabul etmeyenlerdir. Başka bir tabirle Allah nizamına inananlarla, inanmayanlar, ve nihayet Kur’an’ın deyişiyle Hakk ile Bâtıl kutuplarıdır.
Habil kutbunda olanlar, daima Hakk’ı yani Allah davasını; Kabil kutbunda olanlar da daima tağutları ve Allah nizamının düşmanlığını savunmuşlardır.
Öyle anlar olmuştur ki, Hz. Adem’in şahsında Allah’a kulluk yapacaklarına dair o büyük emaneti, yani mes’uliyeti yüklenen insan, Allah’ı unutmuş; insanlara, putlara hayvanlara kulluk yapmış, onlara tapınıştır. Fakat Allah da bunları unutmayacağını, onlara büyük cezalar vereceğini buyuruyor:
“O halde şu gününüzde kavuşmayı unuttuğunuza mukabil tadın azabı! Doğrusu (şimdi) Biz de sizi unuttuk! Yapmakta (ısrar) ettiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arası kesilmeyen azabı!” (Secde, 14). insanoğlu böyle olduğu içindir ki, Allah onu varlıkların en güzeli, en şereflisi (ahseni-takvim) (Tin, 4) yarattığı halde, bilahare onu en aşağılık (esfel-i safilin) (Tin, 5) bir dereceye indirmiştir.
Tarih ve Kur’ân -1
Tarih ve Kur’ân -3 Kur’an Tarih İlişkisi
Tarih ve Kur’ân -4 Ayrılmazlığı ve Kur’ân’ın Tarihe Verdiği Değer
İhsan Süreyya SIRMA – SBA