Zerdüştlük Nedir? Tanımı, İnancları, Tarihi (Dinler Tarihi)

Kurucusu Zaratuştara ya da Zar oster (yaygınca kullanılan Grekçe form) adından dolayı Zerdüştilik diye anılan bu eski İran dini, geleneksel olarak kurucusunun yaşadığı tarih kabul edilen M.Ö. 628-551 ara­sında, kuzey-doğu İran’da ortaya çıkar. Zaratuştara ya da Zerdüşt’ün hayat hikayesi hakkında bildiklerimiz çok azdır. Genç yaşlarında yaydığı dinden dolayı göç ettiği, Vitaspa adında bir hami bulduğu, iki oğlu ve bir kızının olduğu dışında ona ait tüm bil­gilerimiz efsanelerle doludur.

Zerdüşt’ün öğretisini Galalar adını alan ve onun yazdığı sanılan kutsal kitaptan öğreniyoruz. Galalara göre Tanrı, “Sonsuz iyilik” olan Ahura Mazda’dır. Tanrı’nın karşısında “Kötülük Prensibi”ni temsil eden. Angra Manyu vardır. İnsanlar bu iki güçten birini seçmek zorundadır. Mamafih, bu iki ezeli gücün çekişmesi ebedi değildir. Bir gün gelecek ve iyilik prensibi, yaratıcı Tanrı Ahura Mazda galebe çalacaktır.

Zerdüştilerin kutsal kitabı, M.S. 5. yüzyıl civarında yazıya geçirilen Avesta’dır. Zaman içerisinde oldukça değişen Avesta’da en orjinal kısım Zerdüşt’ün bizzat kendisine ait olduğu söylenilen Galalardır. Gatalar’ın dışında dua ve ibadet formüllerini içine alan Yasna, Vendidad ve Yasht adında başka kitapçıklar da vardır. M. S. 9. yüzyılda hem Hıristiyanlığa hem de Müslümanlığa karşı yazılan pek çok reddiye vardır. Persçe veya pehlevice yazılan bu eserler Avesta’ya şerh mahiyetinde olmaktan pek öteye gidememektedir.

Zerdüşt akidesine göre, insanın Tanrı fikrine varmasında yardımcı en büyük aracı tabiattaki olağanüstü ahenktir. Zerdüştilik dünyaya bağlı ve laik bir dindir. Teolojik olmaktan ziyade etik bir yapısı vardır.

Tanrı’nın kötülüğün sebebi olabileceğini reddeden Zerdüştiler, kötülük prensibini,neşet ettiği tanrı karşıtı bir ilah düşünmüşlerdir. Yeryüzünde var olan tüm kötülüklerde bu prensip ya da Angra Manyu sorumludur. Her iki ilah sürekli, fakat bir gün sonra erecek bir savaşın içindedirler. Tann’nın kendisine eşlik eden sıfatları, altı ölümsüz­ler veya Amashraspandalar, zamanla ondan bağımsız melekler olarak düşünülmüştür. Gerçekte Hıristiyanlık’taki melek anlayışının karşılığı Zerdüştilikte Yazalalardır. Yazatalar ilahî meleklerdir. Eski Aryen inançlarının kalıntısı olan Yazatalann herbiri bir sıfatın efendisidir. İyiliğin Yazatası, Erdemin Yazatası… gibi.

Bu ilahî ve iyi varlıkların karşısında yine onlara benzer olan fakat Kötü Ruh’a eşlik eden varlıklar da mevcuttur.

Zerdüştiliğe göre yeryüzünün tarihi Tanrı’nın Kötü Ruh’la çekişmesinin tarihidir. Tarih herbiri üçbİn yıllık dönemleri kapsayan dört periyoda ayrılır. Bu periyodların ilk ikisinde Tanrı ve Kötü Ruh mücadele için kendi güçlerini hazırlarlar. İkinci dönemde savaş hazırlıkları yoğunlaşır. Üçüncü dönemde savaşa tutuşurlar ve son dönemde de Şer prensibi yok edilir.

Zerdüştilîk dünyevi bir dindir. Diğer din mensuplarından farklı olarak maddeyi küçültmez ve maddenin kötü olduğuna inanmaz. Münzevi hayat yoktur. Bedenle Ruh arasında, Hıristiyanlık’ta görüldüğü üzere, bir zıtlık yoktur. Ruh ve beden bir bütündür. Evlilik gibi dünyevi müesseseler her açıdan gereklidir, özellikle toprak işiyle uğraşmak çok kutsaldır. Varlıklı bir insan diğerlerini de varlıklı yapar, bu yüzden servet faydalıdır.

Gerçekte Zerdüştilik hedonisttir. En büyük günah başkalarına saygısızlık etmek ve asalak olmaktır. Hinduizmden farklı olarak hem aktif hem de sosyal bir dindir. “Çalışmak hayatın tuzudur.” Amaç değil, yapılan iş önemlidir. Akıl, duygudan Öncedir. Hindular ve Sihler gibi Zerdüştiler de günlük kıyafetlerinde dinlerini sembolize eden kıyafet giyerler. Bunlardan biri, herbiri yetmiş iki düğümden oluşup Yasnamn yetmiş iki bölümünü sembolize eden Kuşti adındaki giysidir. Dini sembolize eden elbiseleri de sadre adını alan gömlektir. Rahipler beyaz başlık takarlar ve beyaz elbise giyerler. İbadet sırasında soluklarıyla ateşi kirletmesinler diye ağızlarına beyaz bir bez bağlarlar. Bir günde beş kere ibadet ederler. Yine hayatın şu beş safhasını sembolize eden -doğum, olgunluk, evlilik, çocuk doğurma ve ölüm-törenleri vardır. Ölüm kötülüğün eseridir. Bundan dolayı ceset cinlerin mekanıdır. İyi insanlar öldükçe kötülük de o kadar çok güç kazanır. Cesedi yakmak veya gömmek elementleri pisletir, bundan dolayı cesetler dakhma denilen “Sessizlik Kuleleri” nin üzerine konur. Buraya yerleştirilen ceset yırtıcı kuşlar tarafından parçalanır. İbadetten önce bir arınma merasimi yapılır, yine cesetlerin yerleştirilmesi sırasında su ile yapılan bir merasim vardır. İki önemli merasim vardır Ateş merasimi vehovma kurbanı.

Ateş merasimi, Ahura Mazda’nın sembolü olan ateşi kutsamak için yapılır. Ateş inançsızlardan ve güneşten korunur, sürekli olarak yanık tutulur. En önemli ateş, Behram veya “ateşler kralı”dır. Haoma, Hinduizm’deki Soma kurbanına tekabül eden bir içecek kurbanıdır. Haoma merasiminde, Tann dökülmüş olur ve sıvıdan ölümsüzlük içeceği hasıl olur. Görüldüğü üzere her iki merasim de sembolik özellikler taşımaktadır.

Ölen kişi iyi bir insansa cennete, kötü biriyse cehenneme gider. Fakat cehennemde sonsuza kadar kalma yoktur, cezasını çeken cennete geçecektir. Nihayetinde cennete geçer ve herkes hep birlikte Ahura Mazda’yı ululayacaktır.

Bugün dünyada 1976 sayımına göre 25.000’i İran’da, 125.000’i Hindistan’da olmak üzere diğer yerlerdekilerle de beraber toplam 200.000 civarında Zerdüşti vardır.

Roma împaratorluğu’nda yaygınlaşan Zerdüştilik, İslam’dan sonra nüfuzunu kaybetmiştir. Zerdüştilik baştan Maniheizm ve Hıristiyanlık hatta Yahudilik olmak üzere pek çok önasya dinine etkide bulunmuştur.

Kürşad DEMİRCİ – SBA

Daha yeni Daha eski