İbn-i Şatır (D. 1304 – Ö. 1375)
uzay_1.png” border=”0 İbn-i Şatır Şam’da yetişen büyük astronomi alimidir. İsmi, Ali bin İbrahim bin Muhammed el-Ensari olup, künyesi Ebü’l-Abbas; lakabı Alaeddin’dir. İbn-i Şatır diye meşhur oldu. 1304 (H.7O4) senesi Şaban ayında Şam’da doğdu. Altı yaşında babasını kaybetti. Yetiştirilmesi için dedesi tarafından amcasının yanına verildi.Amcasının yanında fildişinden ve odundan kakmacılık sanatını öğrendi. Bu sebepten muta’im lakabım aldı. Bu sanat sayesinde çok zengin oldu. Astronomi, geometri ve yıldızlarla ilgili bilgileri, Ebü’l-Hüseyin bin Hasan Şatır’dan öğrendi. İlim öğrenmek için Kahire Ve İskenderiye’ye gitti. Buralarda yüksek matematik tahsili yaptı. Geometri ve hesap ilimlerinde üstad oldu. Sonra astronomi ilmi ile uğraştı ve bu sahada zamanın en büyük alimi oldu. Tahsilini tamamladıktan sonra Halep’e döndü, sonra Şam’a yerleşti. Ömrünün sonuna kadar Şam’daki Emevi Camiinde muvakkit (namaz vakitlerini düzenleyen) ve baş müezzin olarak çalıştı. 1375 (H.777) senesi Ağustos ayında Şam’da vefat etti.
Zamanla astronomi ilminde söz sahibi olan İbn-i Şatır, birçok rasat ve hesap aleti keşfetti. Bu aletlerin yapılış ve kullanılışları hakkında kitaplar yazdı. Usturlab adlı astronomi aletini geliştirdi. Güneş saatleri üzerinde durdu.
Batlemyüs tarafından ortaya atılan merkezleri birbirinden farklı daireler üzerinde hareket modelini terk ederek, bir ucu gözetleyende diğer ucu gök cisminde olan hareketli vektör modelini kabul etti.
İbn-i Şatır, Batlemyüs’ün öne sürdüğü dünya merkezli gezegenler sisteminin hatalı olduğunu gösterdi. Batlemyüs, gök cisimlerinin yirmi dört saatte bir dünya etrafında döndüğünü sanıyor ve nazariyesini buna göre düzenliyordu. İbn-i Şatır’a gelinceye kadar bütün Avrupa alemi böyle inanıyor ve Batlemyüs nazariyesinin tartışma kabul etmez derecede doğru olduğunu sanıyordu. Ünlü Müslüman ilim adamı İbn-i Şatır, uzun seneler süren astronomik gözlemler neticesi, Batlemyüs nazariyesinin doğru olmadığını ispatladı. Bu konuda şöyle demektedir:
“Gezegenler, gök cisimleri, yıldızlar, Batlemyüs’ün tasarladığı düzende seyretmiyor. Mademki, bütün gök cisimleri, gezegenler doğudan batıya doğru dönmektedir, güneş de bunlardan biri olduğuna göre, doğuş ve batış vakitleri niçin değişiyor? Bundan da öteye, bu sistemde görünüp, kaybolan yıldızlar da var… İşte netice itibariyle dünya ve gezegenler, güneş etrafında muntazam olarak dönmektedir. Ay da dünya etrafında dönmektedir. “
Bu sözleriyle İbn-i Şatır güneş merkezli sistemin kurucusu oldu.
Daha sonra yıldızların yerlerini, hareketlerini ve bunlar ile ilgili hususları rasad etti ve yaptığı hesapları doğru bir şekilde topladı. Yıldızların yerlerinin bulunmasını için takvime göre düzenledi. Aynca, episaykıl sistemin yarıçaplarını, yıldızların en uzak ve en yakın olanlarına merkezler tespit ve tayin ettikten sonra kullandı. Güneşin episaykılının yarıçaplarını, ayın ve yeryüzüne en uzak, parlak ve karanlık yıldızların yarıçaplarını hesap ederek bu hesaplara uygun olarak yaptığı astronomik çalışmaları, rasat ve hesap ile elde ettiği neticeleri düzenli bir şekilde cetveller haline getirdi.
İbn-i Şatır’ın eserlerinden birçok Müslüman ve batılı ilim adamı faydalanmış ve tesiri altında kalmıştır. Bunların başında Kopernik gelir. İbn-i Şatır’ın ve Kopernik’in modellerinin mukayeseli karılaştırması sonunda, Kopernik’in, Nasıruddin Tusi, İbn-i Şatır ve Meraga alimleri topluluğundan ne kadar etkilendiği araştırılmış ve şu hususlar tespit edilmiştir:
1. Kopernik: İbn-i Şatır’ın ve Meraga alimlerinin kullandığı sabit açısal hızla dönen vektör modelini aynen benimsemiştir.
2. Kopernik’in merküri modeli, İbn-i Şatır’ınkinin aynı olup, sadece vektör uzunluklarında küçük farklar bulunmaktadır.
3. Kopernik’in ay hareketini açıklayan modeli, İbn-i Şatır’ınkinin tamamen aynısıdır.
4. Kopernik, İbn-i Şatır gibi merküri modelinde, Tusi’nin Tezkire’de verdiği hareket biçimini kullanmaktadır. Tusi’nin bu maksatla ispat ettiği teoreme ait şekil,Kutbuddin ve Kopernik’in kitaplarında aynen vardır.
Kopernik’ten bir süre sonra gelen ünlü İtalyan bilgini Galileo da, İbn-i Şatır’a ait ilmi nazariyeler ışığında yetişerek ilk teleskopu yapmıştır. Böylece o, bu alet vasıtasıyla gök cisimlerini, gezegen ve yıldızları inceliyor ve İbn-i Şatır’ın ortaya koyduğu nazariyeleri teker teker ispat ediyordu.
Batı ve İslam aleminde tesiri büyük olan İbn-i Şatır, ancak 20. asrın ortalarında tanınabilmiştir. Tam beş asır boyunca, onun nazariyeleri ve başarıları, Kopernik’e mal edilmiş ve öğretilmiştir. İbn-i Şatır’m eserleri incelendiğinde, Kopernik’in olduğu kabul edilen başarıların bir çoğunun bu büyük fen bilginine ait olduğu gün gibi ortaya çıkar.
Eserleri:
İbn-i Şatır, yaptığı rasat ve çalışmalarını çeşitli eserlerde topladı otuza yakın eseri varsa da bunlardan çoğunun nerede olduğu henüz bilinmemektedir.
1) Zicu Nihayet-il-Gayat fil-A’mal-il-Felekiyyat, 2) Risale fi Ta’lik-il-İrşad, 3) Risale fi Nihayet-is-Süal fi Tashih-il-Usul, 4) Ez-Zic-ül-Cedid, 5) Kitabu Eşi’at-il-Lami’a fil-Ameli bil Alet-il-Cami’a, 6) Kitab-ul-Muhtasar fis-Semar-il-Baliga, 7) Risale an izah -il-Musayyib fil-Ameli Bir-Rub’il-Müceyyeb, 8) Ercüzetün fil-Kevakib, 9) Risaletün fi Sun’il-Usturlab, 10) Kitab-ül-Muhtasar fi Amel-il-Usturlab, 11) Makaletün an Nef’il-Amm fil-Ameli bir-Rub’itTamm: Rub’-ı daire tahtası ile namaz vakitlerinin nasıl tayin edileceğine dairdir. Bu mukaddime iki yüz bab ve bir hatimeden meydana gelmiştir. 12) Risaletü Nüzhet-is-Sami’ fil-Ameli bir-Rub’il- Cami’, 13) Risaletü Kifayet-il-Künu’ fil-Ameli bir-Rub’il-Maktu’, 14) Risale fil-Amel bir-Rub’iI-Hilali, 15) Risaletün fir-Rub’il-Alai, 16 Risale fi Usuli İlm-il-Usturlab bilinen eserlerinin belli başlılarıdır.
Kaynak: Yeni Rehber Ansiklopedisi