Aglabiler, Aglebiler, Ağlabiler, Beni Agleb milâdî 9. asır boyunca Afrikiya (Tunus)’da hüküm sürmüş bir hanedanın adıdır. Abbasîlerin Tunus valisi Yezid bin Hatem 787’de ölünce, Fas ve Mısır arasındaki Berberilerin fırsattan faydalanmak için kargaşalık çıkardılar. Bu durum karşısında halife Hârün Raşid, dönemin Zâb valisi İbrahim bin Agleb Temimi Tunus valiliğine atadı. İbrahim bin Ağleb Temimi idareyi eline alarak, karışıklığı bastırarak Abbasi halifelerine bağlı olarak bir devlet kurdu (800). Afrika’nın kuzeyini halifenin nüfuz alanından çıkarmakla beraber, Abbasi müdahalesini engellek için Tunus’tan Bağdat’a gönderilen yıllık 20 bin altın ödemesini 40 bin altına çıkardı. Bu durum karşısında halife Harun Reşid’ten karşı bir hareket gelmedi. Bu şekil karşı hareket tehlikeyi engellemek için İbrahim bin Ağlab ve halefleri hilâfet makamıyla ilişkilerinde büyük hürmet göstermiştir.
İbrahim bin Agleb gayretiyle 800 yılında kurulan Aglebioğulları veya Aglebiler Devleti 910 yılına kadar 110 yıl civarı devam etti.
İbrahim bin Agleb, emîr unvanı ile yetinmiş ve sikkelerini, gayet sade bir ibare ile bastırmışlardır. İbrahim’in haleflerinden bazıları bastırdıkları paraların üzerine halifenin adını zikrederek hürmetlerini göstermişlerdir. Msl. Ziyadatullah Bizans imparatorluğunu tehdit eden Sicilya seferi hakkında halife Me’mûn’a bilgi sunmuş ve biraz sonra onun namına basılmış paraları takdim etmiştir.
Aglebiler, devletin sınırlarını Trablusgarp, Cezayir, ve Tunus’un tamamını alarak genişlemelerine karşın Fas’ta hüküm süren Şii İdrisiler’e müdahele etmediler. Halbuki o devirde Afrikiyye bölgesinin hemen hemen tamamı Hanefi ve Maliki mensup Sünnilerdendi.
Aglebiler, güçlü bir kara ordusunun yanısıra güçlü bir donanma da kurdular. I.Ziyadetullah döneminden itibaren Akdeniz’e tamamen hakim oldular. bunun neticesinde İspanya, Fransa, Korsika, Sardunya ve Sicilya sahilleri yağmalanadı. 827’de Sicilya adasına asker çıkarark adayı yavaş yavaş elegeçirmeye başladılar. Aglebiler adayı 878’e dek (Normanların gelişi) ellerinde tuttular.
Aglebiler’in en parlak dönemi Akdeniz’e hakim oldukları zamanda olmuştur. Avrupalıların korsan dediği Aglebli denizciler Akdeniz’deki ülkere büyük korku vererek Malta ve Sardunya ele geçirip İtalya’nın Roma şehrini istila ettiler. Bu istilalar Tunus’a büyük ganimetler gelmesini sağladı. Bundan faydalanan Aglebi hükümdarları halka yük olmadan büyük imar faaliyetlerine girişerek değerli eserler meydana çıkardılar. Ancak bu ganimet girişi halkı zenginleştirdiği gibi hanedanı zek ve safaya daldırdı.
İlk emir İbrahim bin Ağlab, bağımsızlığını ilan ettiği yıl Kayrıvan’da büyük su sarnıçları ve havuzları yaptırdı. Kendi içinde Kasrü’l-Kadim adında bir saray yaptırdı.
Aglebi devleti hükümdarlarının tümü, ilim ve marifete önem vermişlerdir. Bunun yanında ticarete de gereken önemi vererek ülkenin zenginleşmesini sağlamışlardır. Aglebi hükümdarları, posta işlerinde büyük bir buluş yaparak, ateş telgrafı adı verilen bir çeşit savaş usülünü ortaya koydular. Bu posta teşkilatı, yüksek dağlara tepelerinde geceleyin ateşlerle işaretler vererek Cebel’i Tarık’tan Mısır’a kadar olan bölge içinde acil bir haberi bir gece içinde nakletmeyi başardılar.
I.Ziyadatullâh zamanında yapılmış oian büyük Kayravân camii (Camiül Kebir) ile Susa’da Ribat’ı Susa camiî, Rakkâ’da Kasrü’l-Feth, Sicilya mimarisine yakın bir san’at eserleri gurubu teşkil eder.
Agleb hanedanından on bir hükümdar gelmiştir. Son emir III.Ziyadatullâh çok beceriksiz korkak idi. Fas’ta bulunan Şii İdrisi devletinin teşvikiyle Fatimiler, Aglebi devletini sıkıştırmaya başladı. Bu sıkıştırmaya dayanamayan III.Ziyadatullâh, 910 yılında Fatımilerden Mehdi Ubeydullah’a mağlup olarak ülkeden kaçtı.