Âkil (Arpç.) bütün aklî melekelerine tamamen sahip olan; İslâm fıkıh kitaplarında bu tabir, ekseriya, baliğ, yani reşid , olgun, sıfatîyle beraber bulunur. Böyle bir şahıs, bir kasd ve azim ile hareket edebilir. Bundan dolayı fakihler ‘âkil-bâliğ ‘i, mükellef, kanunun emirlerini yerine getirmeğe bilhassa şeriatin emir ve yasaklarını icra etmeğe mecbur sayarlar.
Akıllı ve ergenlik çağına giren, evlenecek yaşa gelmiş olan kimse. Akıl baliğe mükellef de denir.
Çeşitli iklim ve coğrafyalarda değişiklik göstermekle birlikte Çocuk, yedi ile on beş yaş arasında akıllı olur. Büluğa (ergenlik çağına) girmeleri daha sonradır. Erkek çocuklar on iki, on beş yaş arası balig (ergen) olurlar. Balig olduklarının işaretleri vardır. Bunlardan en önemlisi ihtilam olup (rüya görüp) meninin-sperm gelmesidir. Kız çocuklarının büluğa (ergenliğe) ermeleri, yani baliga olmaları dokuz ile on iki yaşları arasında olur. Baliga (ergen) olduklarının en açık işareti, en az üç gün devam eden kan görmeleridir. Buna “hayz kanı” denir. On beş yaşını tamamladıkları halde ergenlik işaretlerinden birisini görmeyen erkek ve kız İslam dinine göre büluğa ermiş, ergen olmuş sayılır. Böyle erkeğe mürahık; kıza mürahıka denir. Bunlara ait ayrıca hükümler vardır. Yedi
veya on yaşında olan gösterişli kızlar ve on beş yaşını dolduran veya baliga (ergen) olan bütün kızlar,
kadın hükmündedir.
Çocuğun işlerinden sorumlu olması ve dini vazifeleri yapmakla mükellef (yükümlü) olması büluğ
çağına girmesi ile başlar. Ancak büluğ çağına girmeden önce çocuğa imanın, İslamın şartları, diğer
lüzumlu bilgiler ve Kur’an-ı kerim öğretilmiş olmalıdır. Çünkü bir Müslüman çocuğu, küçükken anasına,
babasına tabi (bağlı) olarak Müslümandır. Büluğ çağına girince, anasının babasının dinine tabi olması
devam etmez. İslamiyeti bilmeden, ondan haberi olmadan büluğ çağına girerse, İslamiyetle ilgisi
kalmaz. Bu hal üzere ölürse, ahirette sonsuz olarak Cehennem’de kalır. Anası-babası da çocuğuna
dinini öğretmedikleri için ahirette hesaba çekilirler.