IV. Haçlı Seferi ((1204)
Selahattin Eyyubî, İngiltere Kralı I. Richard (Arslan Yürekli Rişar)’la geçici bir mütareke imzaladıktan kısa bir süre sonra M. 1193’te Şam’da vefat etti. Oğullarından melik Tahir’i kuzey Suriye’ye, melik Efdal’i güney Suriye’ye ve melik Aziz’i de Mısır’a varis olarak atadı. Diğer çocuklarını da ülkenin muhtelif yerlerinde hükümetler kurarak oralarda melikliğe getirdi. Böylece Eyyubî devleti birçok kısımlara ayrılmış oldu.
Eyyubî devletinin varisler arasında bölünmesi. Papalık makamınca büyük bir fırsat sayılarak Almanya ve Avusturya’dan Suriye sahillerine bir hayli Hıristiyan gönderildi.
Selahattin Eyyubî’nin küçük kardeşi melik Adil Seyfüddin, bölünen Eyyubî devletini yeniden canlandırmak için yeğenlerine karşı savaşlar yapmaya kalktı. Bu savaşların sonucunda Eyyubî devletinin muhtelif kısımlarını birleştirerek kuvvetlendi. Sonra Haçlılarla sistemli bir şekilde savaşarak onlardan Sayda, Yafa. Lâzkiye ve Cebele kalelerini geri almayı başardı.
Eyyubî hükümdarı melik Adil’in başarıları üzerine Papa III. İnosan, bütün Avrupa’yı yine Kutsal Savaş’a davet etti. Fransa ve İngiltere kralları kendi aralarında savaştıklarından, bu sefere katılmadılar. Ancak Fransız şövalyelerinin pek çoğu, Haçlı seferine gitmeye karar verdiler.
Haçlı ordusu toplandığında, kumandanlığına önce Şampanya kontunu, sonra onun ölümünde Piyemon şövalyelerinden Boniface de Monferrat’ı seçtiler. Kumandanlar, aralarında yaptıkları toplantıda. Mısır’a giderek Müslümanlarla orada savaşmaya karar verdiler. Bu kararın, bu şekilde alınmasının sebebi, o tarihlerde İslâm kuvvetlerinin merkezinin Mısır sayılmasıydı. Mısır’ı zaptetmekle Müslümanların Filistin ve Suriye’de tuiunamayacağı zannı Avrupalılarda, hâkim düşünceydi.
Alınan karar gereğince Mısır’a gitmek için Haçlı ordusu, kara yolundan vazgeçip Venedik’ten gemilere binmeye karar verdiler. Ancak Mısır’a gitmek için nakliye gemilerine ihtiyaç vardı. O zaman Akdeniz’de, ticaret ve donanma gemileri yalnız Venedik Cumhuriyeti’nde vardı. Bunun için Haçlılar, Venedik’ten gemi istediler. Venedikliler, on dört bin süvari ile yirmi bin piyadeden oluşan Haçlı ordusunu peşin para ile seksen beş bin marka, yanı şimdiki para ile takriben iki yüz elli bin altın liraya nakletmeye razı oldular. Şövalyeler, bu paranın ancak yarısını peşin olarak verebildiklerinden, diğer yarısına karşılık Dalmaçya sahilinde bulunan ve Macar Krallığına ait olan Zara şehrini, Venedik Cumhuriyeti hesabına zaptetmek teklifini kabul ettiler. Haçlı ordusu şövalyeleri, Papa’nın muhalefetine rağmen Zara şehrini zaptederek Venedik’e teslim ettiler.
Bundan sonra Haçlı ordusu, Mısır’a gitmeye hazırlanerken, bu kere Bizans İmparatorluğu’nda çıkan taht kavgası sonucunda kardeşi Aleksi tarafından tahttan indirilen eski Bizans İmparatoru İzak Angelos’un oğlu, genç Aleksi Venedik’e gelerek, babası İzak’ın tekrar tahta çıkarılması için Haçlı ordusunun İstanbul’a gelmesi ve yardım konusunda çeşitli vaad ve tekliflerde bulundu. Bu vaad ve teklifler arasında, Haçlı ordusuna istediği kadar para yardımıyla, Ortodoks Kilisesi’nin lâğvedilerek Katolik ayininin kabulü de vardı.
Haçlı ordusu kumandanları, bu vaad ve teklifler karşısında önce tereddüt ettiler. Papa’da asıl gayeden uzaklaşma durumunu görünce, İstanbul’a gidilmesine mani olmaya çalıştı. Kumandanları afaroz etmekle tehdit etti. Hatta, Haçlı ordusu kumandanlarını bu hususta tenviş eden Venediklileri afaroz etti. Fakat Venedik hükümet reisi Dandulu’nun menfaatçi davranışı, Aleksi’nin güzel vaadleri, Haçlıların fikrini değiştirdi. İstanbul’a gitmeye karar verdiler.
Venedik gemilerine binerek İstanbul’a gelen Haçlı ordusu, kısa bir mücadeleden sonra, sabık İmparator İzak Angelos’u tekrar tahta geçirdi. Ancak, İzak’ın oğlu Aleksi’nin vaad etmiş olduğu şartlardan biri olan iki kilisenin birieşme meselesi, bu sıralarda zaten lâtinlere düşman olan ahalinin kulağına yayılınca, şehirde genel bir heyecan uyandırdı. Halk isyan etti. İmparator ve oğlu, bu isyan sırasında öldürüldüler. Bunun üzerine Haçlı ordusu, öteden beri göz diktikleri şehre saldırmaya başladılar. Birkaç günlük kuşatmadan sonra şehre girerek İstanbul’un yarısından fazlasını yaktılar, yıktılar. Kiliseleri ve abideleri yağma ve tahrip ettiler. Kayserlerin mezarlarını dahi açıp soydular. Halka, emsali görülmemiş zulüm ve işkence yaptılar.
Haçlı ordusu, İstanbul’u zaptettikten sonra, Bizans İmparatorluğunun arazisini de bölüşerek İstanbul’da, Lâtin İmparatorluğu adı altında feodalite rejimine dayanan bir hükümet kurdular. Bu imparatorluğun başına, H. 596 (M. 1204} yılında, Flandır kontu Baudouin’i getirdiler.
Lâtin imparatorluğunun içinde İtalyan kontu Bonifas de Monferra, Selânik ve Makedonya kralı oldu. Venedikliler, adaların pek çoğu ile İstanbul’un bir kısmını, yani Bizans İmparatorluğu’nun 1/4’ini aldılar. Haçlı ordusu kumandanlarından biri, Atina dukalığına, diğeri Mora prensliğine ve bir başkası da Teselya markiliğine tayin edildi. Böylece Mısır seferi ve Kudüs’ün zaptı meselesi unutulup gitti.
Lâtin İmparatorluğu, M. 1204 yılından M. 1261 yılına kadar elli yedi yıl yaşadı. Bu süre içinde tahta I. Baudouin (1204-1206), Jean de Brillant (1228-1237) ve 11. Baudouin (1237-1261) adında üç hükümdar çıktı. Milâdi 1261 yılında kuzeyden gelen Bulgarlar, İmparator II. Baudouin’i mağlup ve katlederek, Lâtin imparatorluğuna son verdiler. Aynı yıl içinde kayser hanedanının İznik sülâlesinden Mihail Paleolog, İstanbul u zaptederek Bizans İmparatorluğunu yeniden canlandırmayı başardı.
Haçlı ordusu, İstanbul’u zaptedip burada bir Lâtin imparatorluğu kurduğunda, Bizans İmparatorluğunun Komnen sülâlesinin son kayseri Aleksis Dukas ve hanedan mensuplan, Trabzon’a ve İznik e kaçarak, Trabzon’da yeni bir imparatorluk ve İznik ve Apir’de de bir şube kurdular.
İznik te bir hükümet kurmayı başaran kayser hanedanı, İznik sülâlesi adıyla anılır. Bu sülâlenin kurucusu Theodorus Laskaris’tir. Bu hanedandan gelen hükümdarlar, Lâtin imparatorluğunu zaafa düştüğü zaman, İstanbul’a almak ve Bizans devletini yeniden kurmak için İstanbul a karşı birçok seferlerde bulundular. Neticede, (M. 1261) yılında bunu başardılar.
IV. Haçlı seferinden en çok Venedikliler istifade ettiler. Zarar görenler ise Ortodoks Bizans halkı oldu. Karadeniz, Akdeniz ve Adriyatik denizlerinde ticaret yaparak deniz hâkimiyetini ellerinde tuttular.
Haçlı Seferleri Nedir, Nedenleri————————————V. Haçlı Seferi
I. Haçlı Seferi—————————————————VI. Haçlı Seferi
II. Haçlı Seferi—————————————————VII. Haçlı Seferi
III. Haçlı Seferi—————————————————VIII. Haçlı Seferi
Haçlı Seferlerinin Siyasi, Sosyal, Ekonomik Sonuçları