İzmir Suikasti, 1926'da gerçekleşen bir komplo olarak tarih sahnesine düştü. Bu suikast girişimi, Giritli Şevki adlı bir deniz motorcusunun İzmir valisine yaptığı ihbar sonucunda öğrenildi. Suikastın elebaşları arasında Ziya Hurşit, Sarı Efe Edip, Ayıcı Ârif, İzmir milletvekili Şükrü Bey, Saruhan milletvekili Abidin Bey, emekli veteriner albay Rasim, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, eski Maliye nazırı Cavit Bey, Çopur Hilmi, Ankara valisi Abdülkadir, eski ittihatçılardan İsmail Canbulat, Kara Kemal ve Ardahan milletvekili Hilmi Bey gibi isimler bulunuyordu.
Atatürk, 16 Haziran 1926'da İzmir'de bir ziyaret gerçekleştirecekti ve suikast ihbarı aynı günün sabahında yapıldı. Durumu öğrenen vali Kâzım'ın Ankara'daki Başbakan İsmet Paşa'ya bir telgraf göndermesi sonucunda hızlı bir müdahale başladı. Ziya Hurşit bir otel odasında silah ve bombalarla yakalandı. İsmet Paşa, Ankara İstiklâl Mahkemesi'nin İzmir'e gitmesini emretti. Mahkeme kurulunun gelmesiyle birlikte Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi de yakalandı.
Atatürk, İzmir'e gelerek Ziya Hurşit'le görüştü ve olayı halka açık bir hükümet bildirisiyle duyurdu. Suikastla ilgili görülenler tutuklanarak İzmir'e gönderildi. Terakkiperver Fırka'nın milletvekilleri ile Kâzım Karabekir de tutuklandı. Ancak İsmet Paşa, Karabekir'in serbest bırakılmasını emretti. İzmir'de bulunan Atatürk, Ankara'daki mahkemenin görevine karışılmamasını ve İsmet Paşa'yı İzmir'e çağırdı. Burada, suikastın geniş bir çevre tarafından hazırlandığı açıklandı.
Suikast girişiminin asıl idarecisi olarak İzmit milletvekillerinden Şükrü Bey ve eski bir İttihatçı olan Şükrü Bey'in öncülüğünde hareket eden bir grup isim belirlendi. Şükrü Bey, Osmanlı döneminde Maarif nazırlığı yapmış ve Cumhuriyet döneminde CHP'den milletvekili olarak görev almıştı. Daha sonra Terakkiperver Fırka'ya katılmıştı. Eski Maliye bakanı Cavit Bey de suikast yöneticileri arasında sayılıyordu. Bu grup eski İttihatçıların, Küçük Talât, Kara Kemal ve Kara Vasıf beyler tarafından kurulan gizli bir örgüte katılarak devlete karşı çalışmalara giriştiği ileri sürüldü.
Suikast planının ayrıntılarına göre, Ziya Hurşit önce Ankara'ya giderek eski vali Abdülkadir ile görüşmüş, sonra Erzurum milletvekili Dadaş Rüştü Paşa ile ilişki kurmuştu. Ziya Hurşit, önce Meclis'te Cumhurbaşkanlığı locasında Mustafa Kemal Paşa'yı vurmayı planlamış, ancak daha sonra bu planı uygulamaya koymamıştı. Daha sonra Eskişehir milletvekili Ayıcı Arif Bey ile tanışarak suikastı onun evinde düzenlemeyi düşünmüştü. Ancak bu planın duyulması üzerine suikastçılar, Mustafa Kemal'i Gaffarzade Oteli yakınındaki üç yol ağzında öldürmeyi, ardından bir otomobille kaçmayı ve muhbir Giritli Şevki'nin hazırladığı motorla Sakız veya Sisam adasına geçmeyi planlamışlardı.
İstiklâl Mahkemesi, olayı sadece bir suikast girişimi olarak değil, devleti yıkmayı amaçlayan bir hareket olarak gördüğünü bir bildiriyle açıkladı. İstanbul'da bulunan TBMM başkanına da bir telgraf göndererek Terakkiperver Fırka'nın bütün milletvekilleri hakkında tutuklama kararı alındığını bildirdi. Bu listede sadece Kastamonu milletvekili Halit Bey bulunmuyordu ve bu partiden olmayan Erzurum milletvekili Kâzım Bey listeye alınmıştı. Böylece, Kâzım Karabekir'in yanı sıra Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Cafer Tayyar Paşa, Sabit Bey, Feridun Fikri Bey ve Münir Hüsrev Bey gibi milletvekilleri de tutuklandı.
İzmir'deki Milli Sinema binasında açılan mahkemelerde, Ziya Hurşit suçunu itiraf etti, ancak Şükrü Bey suçlamaları reddetti ve avukat tutmak istediği halde bu isteği kabul edilmedi. Diğer bazı sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürdü. Kâzım Karabekir, mahkemeye getirildiğinde Milli Mücadele'nin birlikte yürütüldüğü kişilerin araya giren çıkarlar yüzünden ayrıldığını ifade etti.
Mahkeme, 13 Temmuz'da kararını verdi. İzmit milletvekili Şükrü, Saruhan milletvekili Halis Turgut, İstanbul milletvekili İsmail Canbulat, Erzurum milletvekili Rüştü, Ziya Hurşit, Hafız Mehmet, Sarı Efe Edip, Çopur Hilmi, emekli albay Rasim, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Abdülkadir ve Kara Kemal gibi isimler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirme ve TBMM'yi görevden alma suçundan idama mahkum edildiler. Diğer bazı sanıklar ise beraat etti veya duruşma dışında tutuldu. İdam cezası verilenler aynı gece idam edildi. Yakalananlardan Kara Kemal intihar etti, eski Ankara valisi Abdülkadir ise sınırı geçerken yakalanarak Ankara'da asıldı.
Bazı sanıkların Ankara'da 2 Ağustos'ta başlayan ikinci bir duruşmada yargılanmasına karar verildi. Bu duruşmada, genellikle eski İttihatçılardan oluşan sanıklar, hükümet darbesi yaparak iktidarı ele geçirmeye çalışmakla suçlandılar. Cavit Bey suçlamayı kabul etmedi. Mahkeme, 26 Ağustos'ta kararını verdi. Cavit Bey, Doktor Nâzım, eski Ardahan milletvekili Hilmi ve İttihatçılardan Nail Beyler idama mahkum edildi. Rauf Bey on yıl sürgün edilecekti, ancak kendisi Avrupa'da olduğu için bu karar uygulanamadı. Diğer bazı sanıklar beraat etti. İdama mahkum edilenler ertesi sabah asıldılar.
İdam Edilen Suikastçılar
Abidin bey, Saruhan (Manisa) milletvekili
Abdülkadir Bey, eski Ankara valisi, eski Ankara milletvekili
Ârif Ayıcı, Eskişehir milletvekili
İsmail Canbulat, İstanbul milletvekili
Çopur Hilmi Bey
Gürcü Yusuf
Hafız Mehmet Engin, Trabzon milletvekili
Halis Turgut, Sivas milletvekili
Hilmi Bey Ardahan milletvekili
Kara Kemal, Eski Gıda bakanı
Laz İsmail
Mehmet Cavit Bey, eski Maliye bakanı
Nail Bey, İttihat ve Terakki fırkası sorumlu sekreteri
Dr. Nâzım Bey, İttihat ve Terakki fırkası ileri geleni
Rasim Bey, (veteriner) emekli Albay
Rüştü Paşa, Erzurum milletvekili
Sarı Efe Edip
Şükrü Bey, İzmir milletvekili
Ziya Hurşit, eski Lazistan milletvekili