Kopernikyum (Cn)
Kopernikyum, simgesi Cn ve atom numarası 112 olan element. Bağıl Atom Kütlesi 277. Kararlı izotopu yoktur, radyoaktiftir. 1996’da S. Hofmann, V. Ninov ve F. P. Hessbuger tarafından bulunmuştur. Kurşun ve çinko füzyonu ile elde edilmiştir. IUPAC tarafından bulan bilim adamlarının da tavsiyesi ile Kopernikyum olarak periyodik tabloya eklenmiştir. Temmuz 2009’da adının konmasının öncesinde ise ununbiyum olarak anılmıştır. Günümüze kadar keşfedilmiş elementlerin içinde en büyük ve en ağırı olan “kopernikyum” adını 16.yüzyılda yaşayan bilim insanı Kopernik’ten alıyor. 13 yıl önce keşfedilen ve periyodik tabloya birkaç hafta önce giren “112. elementin” adı nihayet konuldu. Yeni elemente gökbilimci Kopernik (Nicolaus Copernicus) anısına “kopernikyum” adı verildi. Kopernikyum elementinin simgesi ise Cp olacak. Kopernik, gezegenlerin Güneş’in etrafında döndükleri sonucuna ulaşarak Dünya’nın evrenin merkezi olduğu düşüncesini çürütmüştü. Yeni elementi keşfeden bilim insanları “dünya görüşümüzü değiştiren” Kopernik’in onuruna yeni keşfe bu ismi uygun gördüklerini açıkladı. Kısa adı IUPAC olan Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği, “bilim dünyasının bu isim önerisini tartışması için zaman tanımak amacıyla” yeni elementin adını altı ay sonra onaylaması bekleniyor. Almanya’daki Ağır İyon Araştırma Merkezi’nde Prof. Sigurd Hofmann öncülüğündeki bilim insanları kopernikumu 1996 yılındaki füzyon deneyleri sırasında bulmuşlardı. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği ise bir süre önce bu keşfi resmen tanıdığını açıklamıştı. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği kuralları, keşif ekibinin yeni elemente hayatta olan bir kişinin ismini koymasına izin vermiyor. BBC’nin sorularını yanıtlayan Prof. Hofman, kurallar izin verseydi yeni elemente “hofmanyum” adını vermek isteyip istemeyeceği sorusuna “Hayır, sanıyorum kopernikyum çok daha güzel bir isim oldu” karşılığını verdi.
Kopernik Kimdir? Kopernik 1473 yılında Polonya’nın Torun kentinde dünyaya geldi. Gezegenlerin dünyanın etrafında döndükleri bulgusuna ulaşması, modern bilimin dönüm noktalarından birini oluşturdu. Bu bulgu, yerçekiminin keşfine, yıldızların dünyadan çok uzakta bulundukları ve evrenin de hayal edilemeyecek kadar büyük olduğu bilgisine ulaşılmasına zemin hazırladı.