20. yy. Türk edebiyatının II. Meşrutiyet sonrasıyle Cumhuriyet’in ilk yıllarını kapsayan dönemine Milli Edebiyat adı verilir. Milli Edebiyat siyasal ve toplumsal görüş olarak Türkçülük akımı ile temellenmiştir. Türkçüler çökmeğe yüz tutmuş Osmanlı İmparatorluğu içinde siyasal egemenliğin ancak Türk halkına dayanması gerektiğini savunuyorlardı. Bu düşüncenin sonucu olarak aydınlar arasında geniş ölçüde halka yönelme hareketi başlamış, bunun etkisiyle de edebiyatta milli kaynaklara dönme eğilimi doğmuştu. Böylece oluşan Milli Edebiyat akımının başlangıcı Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının milliyetçiliği savunarak milli duyguları işleyerek, milli dili kullanarak yayımladıkları 1911’de kurulan Genç Kalemler dergisine dayanır. Bu edebiyatın 1923’e kadar devam ettiği kabul edilmektedir. Fakat Cumhuriyet edebiyatının ilk dönem ürünleri gene Milli Edebiyat’çıların bütünüyle Milli Edebiyat ilkelerine uygun olarak verdikleri eserler olmuştur. Bu bakımdan Milli Edebiyat akımının Cumhuriyet’in ilânından sonra da en az on yıl sürdüğünü kabul etmek gerekir. Milli Edebiyat akımı temsilcileri genellikle Meşrutiyet döneminde eser vermeğe başlamıştır. Bazıları I. Dünya Savası sonlarında ve mütareke döneminde sanat hayatına atılmış ve pek çoğu Cumhuriyet döneminde çalışmalarını sürdürerek asıl büyük ünlerini bu dönemde kazanmışlardır.
Milli Edebiyat’ın dayandığı ilkeler dilde sadeleşme, şiirde aruz vezni yerine hece veznini kullanma, halk edebiyatı nazım biçimlerinden yararlanma, hikâye ve romanda yerli hayata yönelmedir.
Milli Edebiyat akımı temsilcileri eserlerinde “yeni lisan” adını verdikleri sadeleştirilmiş Türkçeyi kullandılar. Arapça ve Farsça kurallarla bu dillerden gelen kelimelere eserlerinde mümkün olduğunca kullanmamaya çalıştılar.
Milli Edebiyat dönemi şairleri hece vezniyle eser veren Mehmet Emin Yurdakul, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Halit Fahri Ozansoy, Faruk Nafiz Çamlıbel v.b.’dir. Mehmet Akif, Ahmet Hâşim, Yahya Kemal Beyatlı dönemin aruz vezniyle eser veren şairleridir. Hece veznini kullanan şairler zaman zaman aruz vezniyle de şiir yazmışlardır. Dönemin şairleri eserlerinin biçim bakımından ayrılıklarına rağmen yerli hayatı ele almışlar; Mehmet Emin ve Faruk Nafiz gibi hece şairleri de, Mehmet Akif ve Yahya Kemal gibi aruz şairleri de yerel çizgileri yansıtmışlardır Mehmet Emin, Mehmet Akif gibi şairler geniş ölçüde sosyal konuları işlemişlerdir.
Milli Edebiyat akımının başlıca hikayeci ve romancıları Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Ercüment Ekrem Talu, Fahri Celâl Göktulga, Osman Cemal Kaygılı, Reşat Nuri Güntekin, Peyami Safa v.b.dir. Bu sanatçılar konularını ve kahramanlarını genellikle başkent İstanbul’un dışındaki geniş yurt çevrelerinden alarak memleket edebiyatı adı verilen çığırı başlattılar. Aralarında eserleri gerçekçi, hattâ doğalcı okulların izlerini taşıyanlar çoğunlukta idi.
II. Abdülhamid’in baskılı idaresi sonrası II. Meşrutiyet’le birlikte başlayan hareketli sahne hayatına Milli Edebiyat akımı yazarları çeşitli eserler kazandırdılar. Kültür ve sanat çalışmalarının resmi imkanlarla desteklenmesi amacıyle İstanbul Şehremaneti’ne bağlı olarak kurulan Dârülbedayi. Türk yazarlarının yerli oyunlar yazmasına imkân hazırladı; böylece Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç, Reşat Nuri Güntekin v.b. sahne eserleri verdiler. Fakat dönemin asıl ünlü oyun yazarları genellikle konularını tarihten alan Müsahipzade Celâl ile yerli hayata başarılı uyarlamalar yapan İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci oldu. Milliyetçilik akımının ilkelerini tespit eden Ziya Gökalp ile edebiyat tarihimizin bütün dönemlerine tarih bilimi ve toplumbilim verilerini ustalıkla uygulayan Fuad Köprülü Milli Edebiyat döneminin başlıca fikir yazarları arasında yer aldı.