Kelime anlamı olarak değerini düşürme anlamına gelen devalüasyon, bir iktisat terimi olarak ülke parasının yabancı paralar karşısında değerinin düşürülmesini anlamını taşır. Piyasa mekanizmasının işleyişi sonunuda gayri iradi ve amaçlanmayan bir sonuç olarak değil, hükümetlerin bilinçli ve iradi kararlarının sonucu olarak gerçekleşir.
Devalüasyon; sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satınalma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin yabancı ülke paraları karşısında değer kaybettirilmesi işlemidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur.
Eski Yunan ve Roma’da devalüasyon, paranın temsil ettiği maden miktarının azaltılması yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Belli bir altın ve gümüş miktarından basılan sikke miktarının çoğaltılması, para değerinin düşürülmesi sonucunu doğurmaktaydı. 19. yüzyılda ise kâğıt para miktarının arttırılması sonucu meydana gelen enflasyon, iç fiyatların artışı ve banknotların altına tahvil kabiliyetini yok ederek, para değerinin düşüşüne yol açmıştır. Böylece milli para biriminin karşılığı kabul edilen altın miktarı indirilmiş ve kambiyo kurları da buna göre ayarlanmıştır.
Günümüzde, madeni para, altın para sistemi olmadığından yerli para biriminin değerinin düşülmesine, iç fiyatların yükselmesi sonucu elde edilemeyen döviz gelirleri dolayısıyle girişilmektedir. Başlıca ihracatı teşvik etmek için yerli para birimi değeri, belli bir yabancı para esas alınmak suretiyle ayarlanmaktadır. Ancak bu tür bir uygulamanın başarılı olabilmesi için, devalüasyon sonrası iç fiyatların artışının önlenmesi, yabancı ülkelerin ithalat kısıtlamalarına başvurmaması gerekmektedir.
Türkiye’de 1946, 1958 ve 1970 yıllarında istikrar programları çerçevesinde büyük devalüasyon yapılmıştır. 1977-1980 arası belirli aralıklarla yapılan devalüasyonlar o tarihten bu yana günlük ayarlamalara dönüşmüştür. Ne var ki, kambiyo denetimi hala geçerli olduğundan günlük ayarlamalar, para değerini piyasa şartlarına göre serbestçe belirlenmesi anlamına gelmemektedir. Türkiye’de para birimi düşürülmesi işlemi, Türk Lirası’nın Amerikan Doları karşısındaki değerine göre yapılmakta ve çapraz kurlar, dolara göre belirlenmektedir. Ülkemizde en büyük devalüasyon, % 221.4 oranıyla 4 Ağustos 1958′de gerçekleşmiştir.
2001 ekonomik krizinden sonra Türkiye 22 Şubat 2001’de itibaren serbest kur rejimini (Dalgalı Kur) benimsemiştir.
Türkiye’deki Devalüasyonlar
- 7 Eylül 1946’da % 53,4 oranında,
- 4 Ağustos 1958’de % 68,9 oranında,
- 10 Ağustos 1970’te % 40 oranında,
- 21 Eylül 1977’de % 9,1 oranında,
- 1 Mart 1978’de % 23 oranında,
- 10 Haziran 1979’da % 43,7 oranında,
- 24 Ocak 1980’de % 32,7 oranında,
- 5 Nisan 1994’te % 51 oranında,
- 22 Şubat 2001’de % 28,4 oranında, devalüasyon gerçekleştirilmiştir.