Eren Eyüboğlu. Türk ressam (D. 1913 Yaş, Romanya – Ö. 1988). İlk resim çalışmalarına ortaöğretim yıllarında özel resim dersleri alarak başlamış ve 1928’de Yaş Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. 1929 yılından sonra Paris’e gitti. 1930-1932 yılları arasında André Lhote Atelyesinde çalıştı ve orada 2 sergi açtı. Bu sürede Monet ve Cezzane’ın eserlerini incelemiş ve onlardan röprodüksiyon çalışmıştır.
1933’te Romanya’ya dönerek burada sergiler açmış ve sanat hareketlerine devam etmiştir. 1930’da Paris’te tanıştığı ve kendisi gibi resim sanatçısı olan Bedri Rahmi Eyüboğlu ile 1936’da evlendi ve bundan sonraki sanat çalışmalarını İstanbul’da devam etti. İki resim sanatçısı eş olarak yaşamlarını sürdürmeye başladıkları dönemde Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak Anadolu insanının yaşam biçimini, folklorik özellikleri plastik öğelerle birleştirerek tuvallerine yansıtmışlardır. Eren Eyüboğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu ile birlikte D Grubu’na katılmıştır. Topluluğun etkinliklerinde önemli rol üstlenen sanatçı, resimlerinde soyutlamacı ve ekspresyonist görüşü ile Anadolu insanına ve doğal yaşama yönelik konular işlemiştir.
1950’li yıllarda Picasso ve Braque gibi usta ressamlardan çalıştığı kopyalar sayesinde yapıtlarında ayrıntıdan uzaklaşarak; sadeliğe, ritmik çizgilere ve heyecan verici, coşkulu renk uyumuna yönelmiştir. Eşi Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun nakışçı stiline karşın, yöresel anlatımlara ulaşmada plastik öğelere eğilimi ağır basmıştır. Temalarına çağdaş bir yorum kazandıran Eyüboğlu, Üç Güzeller, Dört Güzeller gibi mitolojik konulu resimler de yapmıştır.
Resim çalışmalarının yanında, mozaik alanında da çalışmalar gerçekleştiren sanatçı, 1956’da Ankara Etibank, 1957’de 4. Levent Konut Duvarları, 1978’de Ankara Çocuk Hastanesi, Cerrahpaşa Hastanesi ile 1979 yılında Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi için mozaik panolar oluşturmuştur.
Yurt içinde Ankara ve İstanbul’da, yurt dışında ise İngiltere, Almanya, Belçika ile Amerika Birleşik Devletleri’nin New York, Berkeley, New Jersey şehirlerinde yirmiden fazla sergi açmış, sanatını içte ve dışta kabul ettirmiştir. Cezanne ve Matisse gibi sanatçıların çalışmalarını ilgi ile izleyen Eyüpoğlu, önceleri empresyonist yaklaşım içinde çalışmış, ilerleyen dönemlerde çağının sanat anlayışına uyarak, tıpkı eşi gibi daha çok renge önem vermiştir.
1988 yılında hayata veda eden sanatçının Devlet Resim ve Heykel Müzeleri koleksiyonları yanında, özel ve resmi koleksiyonlarda birçok eseri vardır.