İddet. İdda (A.), dul veya boşanmış kadınların, evlilik bağı çözüldükten sonra, yeniden evlenmek için, beklemek zorunda oldukları şer’i süre demektir.
Dul kadınların tabi oldukları iddet, şeriate göre, 4 ay 10 gündür (Kur’an, Bakara suresi, 234. Ayet). Eski araplar dul kadını daha uzun bir yas devresine tabi tutarlardı. O zamanki adetlere göre, dul kadın, kocasının ölümünden sonra, ufak bir çadıra kapanmaya, orada bir sene kalmaya mecbur idi. Bu süre içinde yıkanıp temizlenemezdi. Eski araplarda, boşanmanın ardından iddet tatbik edilmezdi. Boşanmış gebe bir kadın ile evlenen erkek, nikahtan sonra doğan çocuğun, kendi sülbünden değil de evvelki kocanın sülbünden gelmiş bile olsa, babası sayılırdı. Halbuki İslamiyette, bir erkeğin ancak kendi sülbünden gelen çocuğun babası olabileceği ve hiç bir kadının, belirli müddet (iddet) gecmedikçe evlenemeyceği şer’an kabul edilmiştir. Eğer bu müddet zarfında kadın doğurursa, eski koca çocuğun babası sayılır. Boşanmadan sonraki iddet, İslam hukukuna gore, iddet devresi, adetten kesilmiş kadınlar için ise, üç ay sürmektedir. Boşanmış olan bir kadın gebe ise, doğurduktan sonra 40 gün geçmeden yeniden evlenemez (Kur’an, Bakara suresi, 228. ; Talâk suresi, 4. ayetler). Cariyeler için de bir iddet mevcuttur. Fakat, bu müddet, 4 ay 10 gun yerine, 2 ay 5 gün sürmektedir. Üç devrelik kura ve üç aylık iddet yerine, bir buçuk aylık bir başka iddet daha vardır.