Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk): Varoluşu temel sorun olarak benimser; insanın hiç bir ussal nedenlilikle temellendirilmeyen dünya ile çatışması üzerinde durur ve elindeki biricik değerin özgürlük olduğunu ileri süren düşünce akımı. Edebiyâtta 1935’lerden beri görülen bir akımdır. Bu akımın edebiyât ve felsefedeki en ünlü lideri Jean-Paul Sartre’dir.
Varoluşçu akım yazarlarından Sartre, Kafka, Camus ve Simone de Beauvoir en çok felsefi roman ve tiyatrolar yazdılar. Bu romanlarda bütün kişilerin müşterek özleri değil, bir kişinin kendine mahsus olan, onun varoluşunu sağladığı kabul edilen nitelikler anlatılır. Bunlara göre müşahhas (somut) gerçek, mücerret (soyut) metodla anlaşılamaz. Bunun için mücerret şeyleri müşahhas belgelerle anlatmaya çalışırlar.Kendilerine göre toplumcu bir edebiyât yaptıklarını öne sürerler. Realizme, gerçeküstücülüğe ve romantizme karşıdırlar.
Toplumculuk iddialarına rağmen bu edebiyât halka hitâb eden bir edebiyât değildir. Bu akımın sanatkârları çok dar bir zümreye seslenen, kapalı, koyu felsefî muhtevâlı, anlaşılması çok güç ve imkânsız eserler vermiştir.