Lügatte, “söz, haber, yeni şey” mânâsına gelen bir kelime. Dînî bir terim olarak hadis, Hz. Muhammed’in, sözlerine, işlerine, başkalarının söz ve işlerini açıktan veya susmak suretiyle onaylamasına dair (ilişkin) haberlere, rivayetlerdir. Hadis, “sünnet” kelimesi yerine de kullanılır. Hadîsleri anlatan ilme “ilm-i hadîs (hadîs ilmi)” bu ilimle meşgul olan büyük âlimlere de “muhaddis” denir.
Hz. Muhammed’in sözlerinin, işlerinin ve onaylarının tespiti ve derlenmesi işi daha Peygamber -sağken başlamış, ölümünden sonra ise geniş ve çok yönlü bir çalışma alanı haline gelmiştir. Din ilimleri içinde Kur’an Ve tefsir ilminden sonra en detaylı çalışmalar hadis ilmi üzerinde yapılmştır: Peygamberden hadis rivayet edenler çeşitli değerlendirmelere konu edilmiştir. Dürüst müdür, zeki midir. hâfızası kuvvetli midir.., gibi birçok yönden raviler irdelenmiştir. Hadisler sağlamlık ve güvenilirlik bakımından üçe ayrılır:
1- Sahih hadis: Peygambere ait olduğunda usûl (metod) yönünden bir kusur bulunmayan hadis. Bu hadisler kesintisiz bir senedle peygambere ulaşır. Ravileri de adalet ve ehliyet sahibidir.
2- Hasen hadis: Adalet yönü sağlam beraber zabt (aklında tutma) yönünden bazı zaafları bulunan ravi veya ravilerin bulunduğu senede sahip olan hadise denir.
3- Zayıf hadis: Ravileri sahih ve hasen hadis ravilerinin vasıflarını taşımayan hadistir. Zayıf hadislerle amel edilip edemeyeceği hususunda anlaşmazlık vardır.
İlgili konu: Usûl-i hadîs