Mabeynci. Padişahın hariçle olan münasebetini temin eden mabeyn dairesinde görevli saray memuru. Zamanla sayıları artan bu memurlara mabeynci, başlarına da “Başmabeynci” denirdi.
En eski tarihlerden günümüze kadar bütün krallık idarelerinde sürüp giden “Mabeynciliğin” tarihi, saltanat tarihi kadar eskidir.
İslam devletlerinde “Hâcib” denilen bu meslek erbâbı hükümdarın huzuruna gireceklere rehberlik etmekle görevliydiler. Devletler ihtişam ve debdebe düşkünlüğü çoğaldıkça, önüne gelenin huzura girmesi gibi büyüklüğü zedeleyen bir durumu engellemek için tutulan bu memurların da sayısını arttırmıştır. Hilafet müessesesi içinde ilk defa bu tür teşrifata lüzum gören Emevî Devleti’nin kurucusu “Muaviye” oldu. Daha sonra Abbasîler devrinde ihtişam artınca çok zarurî işlerin dışında halkın halife huzuruna çıkması engellendi.
Osmanlı devrinde iik padişahlar herkesle merasime gerek görmeden görüşürlerdi. Devletin büyümesi ve gelişmesi netîcesinde saray ve saray teşrîfâtı ortaya çıktı. I.Bayezid (Yıldırım) devrinde gelişmeye başlayan Saray hayatı, II. Murad’ın Edirne’ye yaptırdığı saraylarla ve Fatih’le birlikte tam karakterini buldu. Fâtih Sultan Mehmed, kânûnnâmeleri çıkartıp teşrîfât için maddeler koydurmuş ve;
“Evvelâ bir arz odası yapılsın. Cenâb-ı şerîfim pes perdede oturup haftada dört gün vüzerâm ve kazaskerim ve defterdârlarım rikâb-ı hümâyûnuma arza girsünler.” demiştir.
Bu duruma göre acele haller dışında vezirler bile haftada ancak dört gün pâdişâhla görüşebilecekti. Pâdişâhla görüşebilmek için mürâcaatlar, kapıağasına yapılır, o da mâbeynci görevi yapan kapıcılar kethüdâsına duyururdu. Daha sonra sırayla vezir ve kazaskerlere haber verilirdi. II. Mustafa’dan îtibâren silâhdârlar aynı zamanda mâbeyncilik de yapmaya başladılar. Çuhâdâr ve rikâbdâr da her zaman pâdişâhın huzûruna girebilirdi.
Osmanlı İmparatorluğu’nda “Mabeynci” unvanıyla ilk memurun III. Selim devrinde atandığını sonra da sayıları ve önemleri artarak sürmüştür.
Sarayda Baş Mabeynci, İkinci Mabeynci ve sayısız Mabeyncilerden meydana gelen bir “Mabeynciler Dairesi”nin oluşturulması II. Abdülhamîd devrine rastlar. Bunların vazifesi Devlet erkanının ve sivil kişilerin maruzatını padişaha arz etmek ve padişahın emirlerini ait oldukları yerlere tebliğ etmekten ibaretti.
1908 den sonra Mabeyncilerin nüfuzları büyük ölçüde azaldıysa da Mabeyncilik, saltanatın kâldırılmasına kadar sürmüştür.