Mahalle Mektebi, Sıbyan mektebi. Osmanlı Devletinde 4-7 yaş arası kız ve erkek çocukların Kur’ân öğrendikleri Osmanlı devletinin ilkokulları.
“Sıbyan mektebi, taşmekteb, ibtidâiyye (ibtidâî) muallimhâne ve “dârü’l-ibn” gibi isimlerle de anılan bu mektepler, hemen her mahallede birer tane bulunduğu için Mahalle mektebi de denmiştir. Mahalle mekteplerinin çoğu câmi veya mescidlerin yanında yapılırdı. Bunlar pâdişâhlar, vâlide sultanlar, büyük devlet memurları ve iyiliksever kimseler tarafından kurulurdu. Köylerde ise, mescidlerin son mahallinde özel bir oda inşâ edilir ve mekteb vazifesi görürdü.
Temel amacı dini olan ve ezberciliğe dayanan mahalle mektepleri 3 yıllık bir öğretimle Kur’an okumayı, dini bilgi
ve becerileri, birazda okuma ve hesap yapmayı öğretirdi. Bu okullarda çocuklara kıraat (okuma), inşa (yazım), amal-ı arbaa (dört işlem matematik) ve ilmihal bilgileri verilirdi. Böylece her Osmanlı vatandaşı ilkokul çağında kendi diliyle okuyup- yazmayı, Kur’an okumayı ve yeterli ilmihal bilgisini öğrenmiş olurdu.
II. Bâyezîd’ın kendi adını taşıyan câminin güney tarafında yaptırdığı mektebin vakfiyesindeki “mektephânede muallim ve halîfe olanlar tâlim-i kelâm-ı kadîm ve Kur’ân-ı azîm ederler.” şeklindeki ifâdenin anlaşıldığına göre mahalle mektebinin gâyesi, çocuklara Kur’ân okumasını öğretmekti. Nitekim tanzîmata gelinceye kadar mahalle mekteplerinde çocuklara yalnız Kur’ân okuma, tecvit ve ilmihâl bilgileri ile namaz kılma usûlü ve namazda okunacak âyet ve duâlar ezberletilirdi. 1846’da yayınlanan bir tâlimâtnâme, mahalle mekteplerinde okunacak dersler arasına harekeli Türkçe, muhtasar ahlâk risâleleri ve yazı derslerini de ilâve ediyordu.
Mahalle mekteplerine kesin olarak başlama yaşı belli değildi. Anadolu’da 4 yaşına gelen çocukları mektebe gönderme âdet iken, İstanbul’da bu yaş 5 veya 6 olarak kabul edilmişti. Kız ve erkek çocuklar değişik saatlerde ve ayrı olarak ders alırlardı. Erkek çocukların hocaları genellikle medresede tahsil görmüş âlim ve bilgili kimseler olurdu. Kız çocuklarına mahsus mekteplerin hocaları da ekseriyâ Kur’ân’ı tecvid üzere çok iyi okuyabilen, Osmanlıca yazıyı iyi bilen ve ilmihâl bilgilerini kitaplardan öğreten yaşlı kadınlardan seçilirdi.
Zaman zaman çocukların herhangi bir meslek ve sanata başlatılmadan önce, mahalle mekteplerinde Kur’ân okumaya ve ilmihâl öğrenmeye mecbûr tutulmaları hakkında fermanlar çıkarılmakta idi. II. Mahmûd, 1824 târihli İstanbul ve bilâd-ı selâse kâdılarına gönderdiği bir fermanda, para kazanmak gâyesi ile çocuklarını 5-6 yaşlarında mektepten alarak, çıraklığa veren ana ve babaların çocuklarını câhil bırakacaklarını, bunların bülûğa ermelerini ve ilmihâl ile İslâmın şartlarını lâyıkı ile öğrenmelerini şart koştu. Bu şartları yerine getirmeden çocukların mektepten alınarak, usta yanına verilmesini yasakladı. 1847’de öğrenim süresi önce 4 yıla çıkarılmıştır.
Mahalle mekteplerinin en önemli özelliklerinden biri de mektebe başlama şekliydi. Çocuk okuma çağına gelince mektebe büyük bir merâsim ile başlatılırdı (tıkla. Âmin Alayı). Mektepteki okuma süresi içinde; çocuklara çalışıp kolayca öğrenmeleri için teşvikte bulunulur ve hediyeler alınırdı. Mahalle mektebini bitiren çocuklar, rüşdiye ve emsâli okulları tâkib edebilecek duruma gelmiş olurlardı.