Meâd. Arabça kökünden gelen bu kelime “dönülecek, döndürülecek yer” manâsını ifade etmektedir.
Kur’ân-ı Kerim de bu manâda şöyle buyurulmuştur: “(Rasûlüm) Kur’ân-ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere (meâd) döndürecektir.” (Kasas Suresi 85. ayet). Bu âyette zikri geçen Meâd’ın, Hz. Peygamber’in zulmedilerek hicret etmek suretiyle çıkarıldığı ve sonra tekrar döndürüleceği Mekke şehri olduğu görüşünü benimseyen müfessirierin yanında, meâdın “âhirette en yüksek makam” olduğunu ifade eden müfessirler de vardır.
Mebde’ ve meâd kelimeleri çoğunlukla beraber kullanıldıkları zaman “gelinen ve gidilen yer”, “başlangıç ve bitiş” manâlarını ifade ederler.
İlm-i kelâmda Mebde’, kâinâtın başlangıcı, yaradılışı manâsında, meâd ise, kâinatın son bulması manâsındadır.
Yevmül-meâd, kıyamet günü demektir.