Sultan Abdülmecid’in cülusunun 6. yılında 1844’te onun adına kesilmiş olan altın ve gümüş sikkelere mecidye denir.
Mecidiye kelimesi daha çok 20 kuruş değerindeki gümüş paralar için anılır olmuştur. Abdülmecid, 1840’ta para ayarlarının düzenlenmesiyle ilgili fermanıyla eski sikkelerin kaldırılmasını buyurdu. 1840’ta yeni sikkelerin (paraların) basılmasına
başlandı. 500 kuruşluk (beşibirlik), 100 kuruşluk (yüzlük), 50 kuruşluk (ellilik) altın mecidiye, gümüş mecidiye basıldı. 1848’de 250 kuruşluk altın mecidiyeler çıkarıldı.
Altın ve gümüş mecidiyelerin bir tarafında pâdişahın tuğrası ve cülusunun kaçıncı yılında basıldığını gösteren bir rakam; diğer tarafında da İstanbul’da basıldığını gösteren bir ibâre ile 1255 (1839) rakamı vardır.
Bakır karışımıyla yapılan altın mecidiyeler % 0,9165 ayarında, 7,2 gr ağırlığındaydı. Gümüş mecidiyelerse % 0,830 ayarındaydı. Mecidiye ve küçükleri olan gümüş sikkeler cumhûriyet devrine kadar tedâvülde kaldı.
Genellikle mecidiye denilen gümüş paraya “sim mecidiye” veya “beyaz mecidiye” de denirdi.