Refik Epikman Kimdir, Hayatı, Sanatı

Refik Epikman. Türk ressam (1901 İstanbul – 1974 Ankara).

Yaşamı

Babası Mustafa Fazıl Bey annesi  Nadire Hanımdır. Ortaöğrenimini Davutpaşa İdadîsi’nde tamamladıktan sonra Sanayii Nefise Mektebi’ne girdi, İbrahim Çallı Atelyesi’nde çalışmalarına başladı, Çallı’nın etkisiyle resim tutkusu, kuşağı olan tüm meslektaşlarında olduğu gibi, heyecanlı ve vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü. Buradan diplomasını birincilikle aldıktan kısa bir süre sonra da Avrupa sınavını kazanarak Paris’e gitti. 1924-1928 arası Julian Akademisi’nde Paul Albert Laurens’in öğrencisi oldu. Modernizmle akademizm arasında köprü kurmuş olan bu ressam, çizgisel ritimlere önem verirdi. Epikman, Laurens’ten aldığı desen sevgisini, biçimlerin plastik güzellik ve ağırlığı kaygısını sanat hayatı boyunca unutmayacaktı.

Yurda döndükten sonra Epikman, yeni adıyla Güzel Sanatlar Akademi’sine asistan olarak atandı ama orada çok kalmadı, önce Ankara Lisesi’ne (1933), daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş bölümüne öğretmen oldu (1939). 1966 yılında bu görevden emekli olmuştur. Bütün sanat hayatını başkentte geçiren Epikman, Ankara Halkevi’nde açılan resim atelyesini yönetti, devlet sergilerine katıldı, sanat yayınlarını yürüttü. 1974 yılında hayatını kaybetmiştir.

Sanat Anlayışı

Kübizm ve Konstrüktivizm aralığında şekillenen ve “yapı sağlamlığı” esasına dayalı; figüratif resmi öneren bir anlayışa sahip olan Refik Epikman’ın Ağaçlar, Dans gibi ilk denemelerinde kübizm ve konstrüktivizm (inşacılık) gibi eğilimlerin ılımlı izleri okunur. Küçük çapta bir resim olan Dans düzenlemesinde bu eğilimler daha belirlidir. Biçimler geometrik bir örgü içine alınmış, çizgisel bir uyum öngörülmüştür. Ağaçlar, bir bakıma, daha da soyut bir nitelik taşır. Heybeliada çamlıkları arasında yapılmış olan bu görünümde Epikman, ağaç kütüklerinin kıvrılışında, yaprak kümelerinin blok görünüşünde, ışık ve gölgelerin serpilişinde kesin sınırlı bir desen düzeni uygular.

Epikman giderek bu kesinliği bıraktı ama, tablonun mimarisine verdiği önemi sürdürdü. Hamakta yatan kadın tablosunda bu yumuşama, ama yumuşamayla beraber desen örgüsüne verilen önem belirir, 1963’ten sonra ressamın düşünüş ve duyuşunda yeni kaygıların yer aldığını görürüz. Tam bir soyutluğa varmamakla beraber doğayı parçalıyor, onu çeşitli oylumlar toplumu biçimine sokuyordu. 1963’te meydana getirdiği Vision-görünü gibi yapıtlarında bu üslûbu belirir.

Modern resmimizin öncülerinden sayılan ve Uluslararası Sanat Eleştirmecileri Birliği’nin Türkiye seksiyonunda üye bulunan Refik Epikman’ın yazıları yayımlandı. Türk ansiklopedisi’nin plastik sanatlar bölümünü yürüttü, Rubens, Tiziano üstüne incelemeler yaptı.

Daha yeni Daha eski