Tırnak İşareti ( “ ” )
1) Bir yazıda başkalarına ait olan sözler tırnak içine alınır. Örnek:
Kurda, “Niçin boynun kalındır?” diye sormuşlar; “Kendi işimi kendim görürüm de ondan!” cebavını vermiş.
Her sabah öğretmenim, “Çocuklar, oyun hakkınızdır ama, çalışmak da ödevinizdir.” derdi.
Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır. Örnek:
“Akıl yaşta değil baştadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?
2) Anlamlarına önem verilmesi ve üzerine ilgi çekilmesi istenen kelimeler ve sözler tırnak içine alınır. Örnek :
“Şuayıp ile Cuma günlerinin en hararetli musahabelerinden birini de Avrupa’ya kaçmak mevzuu teşkil ederdi. “Gitmek” değil, “kaçmak” diyorum; çünkü Saray idaresi nazarında, Avrupa’ya gitmek bir cürüm idi,..” (Hüseyin Cahit Yalçın – (Fevziye A, Tansel, İyi ve Doğru Yazma Usulleri)
Bunun dışında cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir. Örnek :
Höyük sözü Anadolu’da tepe olarak geçer.
Cahit Sıtkı’nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz.
Örnek : Yahya Kemal’in “Aziz İstanbul”unu okudunuz mu?
3) Tiyatro eserleri dışındaki yazılarda, konuşma çizgisinin yerine tırnak işareti kullanılabilir.
Daha çok hikâye ve roman türlerinde kullanılan konuşma çizgisinin yerine, konuşmaların tırnak içine alınması daha iyi olur. Yalnız herkesin sözü ayrı bir paragraf teşkil etmelidir. Örnek :
Ahmet, eve geç kalmanın korkusu içinde, kapıda bekliyen kardeşi İsmet’e soruyordu : “Babam geldi mi?.” “Evet!”
“Benim için bir şey söyledi mi?!”
“Hiç konuşmadı.”
“Annem bir şey söyledi mi?!”
“Sana çok kızdı, fakat babama, seni çarşıya gönderdiğini söyledi.” “Yaşasın anneciğim!”
Diyerek Ahmet, birden içeriye koştu; mutfakta yemek hazırlamakla uğraşan annesinin yanaklarından öperek bir sürü özür diledi.
4) Bir yazıda söylenen kitap, dergi ve gazete adları tırnak içine alınır. Örnek :
“Dergah”taki edebi makaleleri çok beğeniyorum. Dünkü “Milliyet”te eğitim meselelerine ait bir makale gördüm. Resim baskısı bakımından hiç bir dergi “Hayat”ınkinin derecesine varamıyor.
Okuduğum kitaplar arasında en çok “Çalı Kuşu”nu beğendim.
Unutulmaması gereken bir nokta : Tırnak içine alman sözler tam bir cümle durumunda ise, bu cümlenin sonundaki ünlem, soru, nokta ve sıra nokta gibi işaretler tırnağın içinde bırakılır. Parantezde durum tersinedir. Yani adı geçen işaretler, parantezin dışına konur. Örnek :
“Yarın, erkenden yola çıkacağım.”
(Yarın erkenden yola çıkacağım).
5) Tırnağın içine alınacak sözler tam bir cümle ise büyük harfle, bir cümlenin yarısı durumunda ise küçük harfle başlar. Örnek :
Yolda yürürken etraftaki binalara dikkatle bakındıktan sonra “On sene önceki göre Ankara’yı çok değişmiş buldum.” dedi ve gözünü asfalt yolun uzantısına çevirdi.
Avcılığın zevklerinden bahsediyorduk. En zevkli avlanmanın hangisi olduğu üzerinde ortaya bir soru atıldı. Kimisi domuz, kimisi tavşan avının zevkli olduğunu ileri sürerken, Mustafa, “turaç avı” diyerek tartışmıya son verdi.
6) Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır. Örnek :
“Küçük salonun fes renginde, kalın, ağır perdeli penceresinden dışarı, muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema… Çiçekli ağaçlar… Uyur gibi sessiz duran deniz… Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar…”
“Birden, üç dişi kalan buruşuk ağzını açtı. Esnedi. Bir mumya uzvu kadar sararmış, katılaşmış elini başına götürdü. Kahve rengindeki yemenisinin altında daha beyaz görünen saçlarına dokundu. Bir an düşündü.” (Ömer Seyfettin; Bahar ve Kelebekler)
7) Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir.