Mübâhele (Ar. i.)
“Allah lânet etsin!” diyerek bir mes’elede haklı olanın ortaya çıkması için karşılıklı lânetleşme demektir ve Kur’ânda bir âyette geçer.
فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ (Âli İmrân sûresi/61.ayet)
Sana gelen ilimden sonra artık her kim seninle tartışmaya kalkarsa de ki: «Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağıralım, kendimiz ve kendiniz de onlarla bir araya gelelim. Sonra can u gönülden dua edip Allah’ın lanetini yalancıların boynuna geçirelim!»
Tefsîrcilerin belirttiğine göre Necrân hıristiyanlarından bir hey’et, Resûlullâh’ın huzuruna gelerek, Kur’ân Hz. İsa’yı babasız doğduğu kabul ettiğine göre onun Allah olması lâzım geldiğini iddia ettiler. Hz. Peygamber, onları biraraya gelerek mübâhele etmeye, yani kim yalancı ise Allah’ın ona lânet etmesi için duâ etmeye çağırdı. Fakat Necrân hey’eti buna yanaşmayarak müslümanların himayesine girmeyi ve vergi ödemeyi kabul eden bir anlaşma imzalayıp gittiler.