Mugayyabât-ı Hamse
“Bilinmeyen beş şey” manâsındaki bu terkib Kur’ân-ı Kerîm’in şu âyetlerinde zikri geçen hususları ifade için kullanılmaktadır:”Kıyâmet vakti hakkında bilgi, ancak Allah katındadır. Yağmuru o yağdırır. Rahimlerde olanı o bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilmez. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.” (Lokmân sûresi/34. ayet). Bu âyetten istidlal ederek
- Kıyametin ne zaman kopacağı
- Yağmurun ne zaman yağacağı
- Ana karnında olanlar
- Başa yarın ne geleceği
- İnsanın nerede öleceği
gibi beş husus “bilinmeyen beş şey” (mugayyabât-ı hams) olarak kabul edilmiştir.
Abdullah b. Ömer’den rivayet edilen bir hadîste de Hz. Muhammed “Mefâtıhu’i-gayb (gayb kilitleri-anahtarları) beştir, onları ancak Allah bilir” buyurmuş ve yukarıda meali zikredilen âyetleri okumuştur.
Bugün meteoroloji, biyoloji vs. gibi bazı ilim dallarının beş konuda bazı bilgiler verdiklerini itiraz olarak ileri sürenler bulunmaktadır. İslâm âlimlerinin mugayyabât-ı hams konusunda yaptıkları açıklamalar ile bu vaki durum çatışma ve çelişki göstermemektedir. Beş bilinmeyen şey konusundaki Allah’ın ilmi bu beş şeyin sebeb-netice, illet-ma’lül, zaman-mekân ilişkileri içerisinde yaratılması ve bunların gerçek mahiyetleri itibariyle taşıdıkları hayır-şer, hüsün-ku-buh gibi vasıfları da ihtiva etmektedir. Bugün bu konuda elde edilebilen bilgiler her yönüyle kesinlik taşımadığı gibi, bu vasıflarıyla zan ve zann-ı galibin ötesine de ulaşması mümkün değildir. Mugayyabât-ı hams’e ait bir kısım bilginin Allah tarafından bazılarına bildirmiş veya bilinebilir hale getirilmiş olması onların bu esas vasıflarında bir değişiklik meydana getirmez. İslâm âlimleri mugayyabât-ı hams’i bu açıdan ele almışlardır.