Mutezile
Hasan-ı Basri (V.H.163/780)’nin tilmizlerinden Vasıl b. Atâ (V.H. 131/784)’ nın hocasını terkederek (i’tizâl ederek) (bk. İtizâl) kurduğu itikadı mezhebe mensub olanlar. Bunlar alışılmış manâsıyla Kader’i inkâr ettikleri için Kaderiyye adıyla da anılmaktadırlar, (bk. Kaderiyye). Mezheblerinin ana prensipleri “beş esas” “usul-i hamse” diye bilinmektedir. Bu esaslar şöyle sıralanırlar:
- Menzile beyne’l-menzileteyn. Büyük günâh işleyen kimsenin dünyada iman ile küfür arasında bir mertebede bulunması,
- Tevhid. Kadîm sıfatı Allah’ın zatına nisbet edilen en önemli sıfattır. Binaenaleyh Allah’ın zatına ondan başka müstakil ve kadîm sıfatlar nisbeî edilemez. Mu’tezile bu görüşten hareketle Allah’ın zatını ifade eden ve Esmâ-i Hüsnâ denilen isimlerden başka bunların mastar şekilleriyle ifade edilen sıfatları kabul etmemiş ve Tevhid esasına aykırı görmüşlerdir.
- Adl. Kul kendi fiillerini, kendine ait müstakil irade ile yapar. Allah’ın bunda bir dahli yoktur. Aksi takdirde Cenâb-ı Hakk’ın insanları cezalandırması zulüm olurdu.
- Va’d ve vaîyd. Mü’minlerin mükafatlandırıiması (va’d), fasıkın da cezalandırılması (vaîyd) Allah’a vaclbtir.
- Emir bi’l-ma’ruf ve nehy ani’l-münker. İyilik ve kötülük akıl yoluyla sabit olur. iyiliği emretmek, kötülükten vazgeçirmeğe çalışmak vaciptir.
Ehl-i sünnet kelâmcılarının en çok eleştirdiği bir fırka olan Mu’teziie tevhid inancının yerleşip sağlamlaşmasında büyük rol oynamıştır. İsiâmın yayıldığı bölgelerdeki yabancı din ve kültürlerin, felsefelerin müsiümanlar arasında meydana getirdiği şek ve şüphe ortamını ortadan
kaldıran, İslâmın tevhid inancının esaslarını bu yabancı din ve felsefelere karşı kuvvetle savunarak sağlamlaştıran mu’teziie kelâmcıları olmuşlardır, Ne var ki hicrî ikinci asır ile dördüncü asır arasında ifa ettikleri bu önemli hizmetin yanında yavaş yavaş devlet makamlarını ele geçirmişler, taassuba kapılmışlar. Kendi görüşlerini tasvib etmeyip aşın bulan Ehi-i Sünnet âlimlerine işkenceye varan eziyetlerde bulunmuşlardır.
Halife Me’mun zamanında Mu’tezile’nin teşviki ile fakihlere ve hadîs âlimlerine yapılan eziyet ve işkenceler son raddesine erişmiştir. Bunu takib eden Mu’tasım ve Vâsık devirlerinde de Mu’tezile rolünü oynamıştır. Halifelik el-Mütevekkil’e intikal edince, ülkenin her tarafına gönderilen emirnâmeler ile Mu’tezile’nin tatbikatı sona erdirilmiş, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat görüşü hakim, kılınmıştır. Böylece Mu’tezile’nin oynadığı tarihî rol son bulmuştur.
Bugün, hilâfet (devlet reisliği) gibi bazı konular hariç Mu’teziie inançları büyük bir bölümü ile bilhassa Zeydiyye ile On iki İmam Şiî mezhebi içinde yaşamaktadır.
Geniş olarak bakınız.
Mutezile Mezhebi, Özellikleri, Görüşleri, Düşüncesi, Hakkında Bilgi