Nass (Ar.i.ç.nüsûs)
Arabça, delil, haber, zuhur manâ-fendaki bu kelimenin çoğulu nüsûs-iKiT. Sarahat, sarih hüküm gibi manâlarda olmak üzere Türkçede de kullanılır. Yazılı metin, özellikle mevzuâtın yazılı metnine de nass adı verilmektedir.
İslâm ilimlerinde nass kelimesi, umumiyetle Kur’ân âyetleri ve haberin metinlerini ifade etmek, Kur’ân ve Hadis’ten delilleri belirtmek için kullanılır. ”Bu hüküm nass’lara dayanmaktadır dendiği zaman” o hükmün Kur’ân ve hadislerde bulunduğu anlaşılır.
Nass, bir Usul-i Fıkıh terimi olarak lafzın manâya açık delâletine göre taksimi içinde yer alır. Lafız, açıklığına göre şu yükselen sıraya göre taksim edilir: 1.Zâhir, 2.Nass, 3.Müfesser, 4.Muhkem. Bu taksim içinde Nass “Sevkedildiği (mâ sîka leh-kasdedilerek söylendiği) manâya tahsis ve tevil ihtimaliyle birlikte, açıkça delalet eden söz” olarak tarif edilmektedir. “Allah alış verişi helâl ribâyı ise haram kıldı.” (Bakara Suresi/275.) âyeti, alış-verişle faizin aynı şey demek olduğunu iddia edenlere karşı bu ikisinin farkını belirtmek için gönderilmiş olduğundan, Nass için örnek olarak zikredilmektedir.