Necmeddin-i Kübrâ, (asıl adı Ahmed) Mutasavvıf ve İslam alimi. Kübreviyye tarikatının kurucusu (1145-1226)
Sufiliğin gelişmesinde büyük tesirleri olmuştur. Sayısız bağlıları arasında tasavvufî düşüncenin birçok büyük temsilcileri vardır . Aslen Harezmli olup ilk öğrenimini burada ikmâl ettikten sonra Mısır’a gitmiş ve meşhur Şeyh Rüzbihan Vezzan el-Mısrî ile tanışmış ve ona mürid olmuştur. Bilâhare Tebriz’e giderek Ebun-nasr Hafda’nın derslerine devam etmiş Şerhu’s-sünne ve’l-Mesâlih isimli ilk eserini burada yazmıştır. Bu eser hakkındaki bir münakaşa sırasında Şeyh Baba Farac Tebrizî ile tanınmış ve onun tesîri ile kelâm ile ilgili tedkiklerini terketmeğe ve kendini tamamen tasavvufî murakabeye hasretmeğe karar vermiştir. Necmeddin-i Kübrâ’ya göre gerçek bilgi ancak ilâhî bir ilham ile elde edilebilir. Daha sonra Ammar Yasir ve İsmail Kasrî gibi sufîlerden feyz aldıktan sonra ilk şeyhi Rüzbihan’ın yanına döndü. Sonra O’nun tavsiyesi üzerine döndüğü memleketi olan Harezm’de kurduğu tekkede düşüncelerini yaymağa başladı. Kısa sürede meşhur oldu. Müridleri arasında Mecdüddin-i Bağdadî, Sa’düddin-i Hamevî, Baba Kemal Cendî, Seyfeddin-i Baharzî gibi büyük mutasavvıflar bulunmaktadır.
Eserleri (başlıca)
1- el-Usulü’l-Aşere 2- Risale fi’s-süluk, 3. Risaletü’t turûk, 4- Tavâli u’l-etvâr, 5- Fevâtihu’l-cemal, 6-Lu’mat-ı La’îm, 7- Hidâyetut-tâlibin, 8- Ayn el-Hayat (tefsîr)