Sancak Nedir Ne Demektir Anlamı, Tarihte Sancak

Sancak

Aslı Sançmak masdarından gelmektedir. Türkçe olan “Sançmak” kelimesi yere saplamak, dikmek manasınadır. Terim olarak “Sancak”, orduların temsil ettikleri devletin sembolü olarak kullandıkları bayrağa denir. Eskiden orduların önünde yere saplanıp dikilen bu şeye “Bayrak” ve “Alem” de denilirdi. Arablar bu manâda “Livâ” ve “Râyet” demektedirler.

Sancağın tarihi çok eskidir. Eski Mısırlıların ve muâsırlarının sancak kullandıkları bilinmektedir. İslâm öncesi Arabların kullandıkları sancaklar “Ukâb” (Karkuş) namıyla bilinirdi. Harbe giderlerken sancağı çıkarırlar ve müzakerelerden sonra ittifakla birine vermeyi kararlaştırırlarsa sancağı ona teslim ederler, ittifâk hâsıl olmazsa eski bayraktara teslim ederlerdi. Bayraktarlık vazifesi nöbet ile kâh Benî Ümeyye’de kâh Abdüddâr’da bulunurdu.

Müslümanlar ilk sancağı Bedir Savaşı’nda kullanmışlardır. Bu savaşta biri beyaz ikisi siyah olmak üzere üç sancak kullanılmıştır. Beyâz sancak, Hz.Peygamber tarafından Muharcirlerden Mus’ab b. Umeyr’e; Ukâb namındaki siyah sancağın biri Hz.Ali bin Ebu Talib’e diğeri de ensârdan birine verilmişti. Mekke müşriklerinin baş sancaktarı ise Ebû Süfyân idi ve bayrağının adı da “Ukâb” idi.

Diğer İslâm devletleri de çeşitli renklerde ve ebâtta bayraklar kullandılar. Emevîler kırmızı bayrak kullanırlarken Abbasîler siyah sancak kullandılar. Osmanlılar da üzerinde üç hilâl bulunan kırmızı sancak kullandılar.

Eski Türkler ise Türkler ve Çinlilerce mukaddes sayılan “Tibet öküzü” kuyruğundan yaptıkları ‘Tuğ” ları bayrak olarak kullandılar. Bu öküzün kuyruğunu bulmak mümkün olmadığı zamanlarda da at kuyruğunu tuğ olarak kullandılar.

Osmanlı idâri teşkilatının bir parçası olan sancak ise vilâyetten küçük ve kazadan büyük bir İdarî birimdi. Livâ da denilen sancaklarda Tanzimat’a kadar Sancakbeyi denilen mülkî-askerî bir şahıs bulunurdu. Tanzimat’tan sonra ise sancaklarda mutasarrıf adı verilen ve askerî yönü olmayan mülkî memurlar yer aldı. Cumhuriyet devrinde ise sancaklar ortadan kaldırılarak kazalar doğrudan doğruya vilâyetlere bağlandılar.

Daha yeni Daha eski