Deneysel Psikoloji
Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu deneysel metod yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.
Deneysel psikoloji bir konudan çok yöntemler dizgesini ifade eder ve psikolojinin diğer alanlarında kullanılan pek çok yöntemi içerir. Deneysel psikologlar nöroloji, gelişimsel psikoloji, duyarlık, algılama, bilinçlilik, öğrenme, bellek, düşünme ve dil konularında araştırmalar yapmış, makaleler yayımlamış ve dersler vermişlerdir. Deneysel psikolojinin günümüzdeki ilgi alanları ise motivasyon, duygu ve toplumsal psikolojidir.
Tarihi
Erken Dönem
Deneysel psikolojinin geçmişi 11. yy.’a dayanmaktadır. Ibn al-Haytham 1021’de yazdığı Optiğin Kitabı adlı yapıtta görsel algı ve yanılsamaları deneysel bir yaklaşımla incelemiş ve Abū Rayhān Bīrūnī tepki zamanı kavramını bulgulamıştır. Ne var ki, deneysel psikolojinin çağdaş bir akademik dal durumuna gelmesi Wilhelm Wundt’un matematiksel ve deneysel yaklaşımına ve dünya üzerindeki ilk psikoloji laboratuvarını kurmasıyla gerçekleşmiştir. İlk deneysel psikologlardan Hermann Ebbinghaus ve Edward Titchener çalışmalarında içgözlem yöntemini de kullanmışlardır.
20. Yüzyıl
Davranışçılık 20. yy.’ın ilk yarısında psikolojinin baskın örnekçelerinden biri olmuştur. Bu, zihinsel görüngelerin deneysel psikolojideki önemini azaltmıştır. Bu durum Avrupa için çok geçerli değildir. Bunun nedeni, düşünme, bellek ve ilgi konularına eğilen Sir Frederic Bartlett, Kenneth Craik, W. E. Hick ve Donald Broadbent gibi psikologların Avrupa psikolojisini etkilemiş olmasıdır. Bu durum, bilişsel psikolojinin hızlı gelişimine de altyapı hazırlamıştır.
“Deneysel psikoloji” 20. yy. ikinci yarısında boyut değiştirmiş ve birçok alt dala ayrılmıştır. Deneysel psikologlar araştırmalarında çok sayıda farklı yöntem kullanırlar ve bilim felsefesinin deneyin ayrıcalıklı prestiji üzerindeki etkilerini göz önüne alarak belirli bir yönteme saplanıp kalmazlar. Deneysel yöntemin günümüzdeki kullanım alanları daha önce deneysel psikolojinin parçası olmayan gelişimsel ve toplumsal psikolojidir. Terim, prestij sahibi bilimsel dergilerde ve kimi üniversitelerin psikoloji derslerinde kullanılmaktadır.
Yöntemler Dizgesi
Deneyler
İnsan davranışı ve zihinsel süreçlerin karmaşıklığı, bu olguların yorumlanmasına yardımcı değişkenler ve konu oldukları biliçdışı süreçler deneysel psikolojinin tutarlı bir yöntemler dizgesine sahip olmasını zorunlu kılmaktadır.
Psikolojideki temel deneysel yöntemler dış değişkenlerin denetimi, deneyci yanlılığının azaltılması, deneysel evrelerin ağırlıklandırılması, uygun örnek sayısı, güvenilir ve geçerli işlemsel tanım kullanımı ve istatistiksel çözümlemedir. Psikoloji bölümlerinin lisans programları Araştırma Yöntemleri ve İstatistik konularında zorunlu dersler içermektedir.
Yasal ve ahlaksal sorunlar nedeniyle deneysel psikologlar hayvanlar üzerinde araştırma yaparlar. Deneyler ile değişik çevre koşullarının davranışı nasıl etkilediği araştırmalar ile bulunmaya çalışılır. Deneysel psikoloji deyince günümüz psikologlarının aklına, hayvan davranışları üzerinde yapılan çalışmalar gelir.
Diğer Yöntemler
Olay incelemesi, ilintisel ve doğal gözlemin de içinde bulunduğu diğer araştırma yöntemlerinin de kullanıldığı deneysel psikoloji, bilgi birikimine en yüksek değeri atfeder. Kimi deneysel psikologlar bu durumu daha da ileriye taşımış ve deney dışındaki diğer tüm araştırma yöntemlerine kuşkuyla bakmışlardır. Daha özel anlamda, olay incelemesi ve görüşme yöntemleri klinik psikolojide kullanıldıkları için deneysel psikologlar tarafından pek önemsenmezler.
Eleştiriler
Eleştirel ve postmodernist psikologlar insan doğasının içinde yaşadığı çevreye ayrılmaz bir biçimde bağlı olduğuna inanmakta ve deneysel psikologların insan doğasını kültürel, ekonomik ve tarihsel bakış açısını yadsıyarak anlamaya çalıştıklarını öne sürmektedirler. Deneysel psikolojiye kuşkuyla bakan kişiler bu dalın çevresel etmenleri insanın zihinsel süreçleri ve davranışını etkileyen değişkenler olarak tanımladıklarını vurgulamaktadırlar. Bu durumun deneysel psikologların insan doğasını eksik anlatmasına yol açtığı iddiası da dile getirilmektedir.
Radikal davranışçılardan B.F. Skinner ölümünden üç gün önce Amerika Psikoloji Kurumu‘nda yaptığı bir konuşmada deneysel psikolojiyi iç zihinsel süreçlere gözlemlenebilir davranışlardan daha fazla önem vermesinden ötürü eleştirmiştir. Bu eleştiri, davranışçılığın önemini yitirdiği bilişsel devrimin yükseliş dönemine rastlamış ve pek dikkate alınmamıştır.