Semâhâne
Semâhâne, geleneksel Türk kültüründe ve İslam öncesi Türk inançlarında kullanılan bir terimdir. Genellikle dini törenlerde ve ritüellerde kullanılan, dans edilen, müzik yapılan ve ibadet edilen mekân veya yapıya verilen isimdir. Semâhâne kelimesi Arapça kökenli olup "sembolik dansın yapıldığı yer" anlamına gelir. Semâhâne terimi, özellikle Mevlevi tarikatına ait olan dervişlerin sema törenlerini gerçekleştirdikleri özel alanları ifade etmek için sıkça kullanılır. Bu törenlerde dervişler, sema adı verilen dairesel bir dans yaparlar ve bu dans esnasında manevi yükseliş ve Allah'a yakınlık arayışını simgelerler.
Mevlevî tekkelerinde âyin yapılan, yani semâ âyinin yapıldığı hususi yerin adı. Büyükçe bir daire şeklinde olup ayağı incitmeyecek tarzda döşemesi düz tahta ile döşenen semâhânenin kenarlarında gelen seyircilerin semâyı takib edebilmeleri için “züvvâr” adlı bir yer bulunur ve burası parmaklıkla asıl meydandan ayrılırdı. Semâhâneye girilen kapının tam karşısında, seyircilere ait yerin sonunda mihrab bulunur, sol tarafta ise türbe vardır ve arada herhangi bir bölme yoktur. Genellikle mihrabın, mihraba bakanın sağ tarafına gelmek üzere, sağda minber, asıl semâhânenin sağında da Mesnevi okunması için merdivenle çıkılan bir kürsü bulunmaktadır. Türbenin önünde tahta döşeme bulunmaz ve oraya oturulmaz. Giriş kapısının tam karşısında ise, oturunca, arka mihraba gelmek üzere yere şeyh postu serilir, seyircilerin oturmaları için de yine yerlere keçe yayılır.