Mevsimleri, günleri, ayları ve seneleri gösteren yani zaman birimini tayin eden cetvele denir. Takvimler, genellikle 365 gün, yani bir yıl hesabı üzerine yapılır. Belli başlı takvimler Hicrî, Rumi, Malî ve Efrencî takvimlerdir. Osmanlılarda bu takvimlerden Kamerî adı da verilen Hicrî ve Mâli diye de adlandırılan Rûmî, Milâdî de denilen Efrencî takvimlerin kullanıldığını görüyoruz.
Yeryüzünde başlangıçta, Roma’nın kuruluş tarihi olan M.Ö.735 yılından başlayıp Hz.İsa’nın doğumundan beş asır sonraya kadar uzanan takvim kullanılmakta idi. Buna göre, 1285 yılında, yani Milâd’dan 532 yıl sonra Diyonizyon Eksigoz adlı bir papaz, Ruhâni Meclis’de, Hz. İsa’nın doğum tarihini tarih başlangıcı olarak alınmasını teklif eder ve bu teklifi kabul edilince, Ocak ayının ilk günü Efrencî takvimin başlangıcı olur. Bu takvime göre, yıllardan biri 365, sonra geleni 366 gün çeker. M.S.582 tarihinde Papa 13. Greguvar, verdiği bir emirle bu hatayı düzeltir.
İslâm âleminin kabul edip kullandığı Hicrî takvimde ise, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Mekke’den kalkıp Medine’ye Hicret ettiği 622 tarihi (Milâdî) takvim başlangıcıdır. Hicrî takvimle Milâdî tarih arasında görüldüğü gibi 622 yıllık bir fark bulunmaktadır. Hicri takvim, ancak Hz. Ömer zamanında (Hicret’ten 17 yıl sonra) kullanılmaya başlanmıştır. Mâlî veya Rumî olarak bilinen takvim ise, daha çok devlet tarafından kullanılan ve Hicrî tarirı ile Milâdî tarih arasındaki 10 günlük farktan istifade etmek için kabul edilen bir takvimdir.