Tercemân (ar. i. ç. terâcim)
Istılah olarak Bektaşi tarikatı deyimlerindendir. Tasavvuf ehlinin bir iş yapılırken duâ mahiyetinde okudukları Arabça, Farsça, Türkçe karışık manzum-mensur sözlere denir. Tarikatta bir nevi gelenek halindeki bu sözlerin çoğunun kimler tarafından tertib edildiği bilinmemektedir. Tercemân, gülbanktan farklı olarak, günlük işlerde okunur ve okunması için de mutlaka bir topluluğun bulunması gerekmez. Büyük bir kısmı fütüvvet-nâmelerde yer alan tercemân sözlerinin, meselâ traş olunurken, traş bittikten sonra, yatağa yatıldığında, uyanıp kalkınca el ve yüz yıkanırken, tâc tekbîrlenirken, tâc başa giyilir veya çıkarılırken tarikat çeyizleri tekbîrlenirken, yeni ay görülünce vb. olaylar veya günlük işler sırasında okunur. Meydanda okunan tercemân metni ise şöyledir:
“Allah Allah yüzüm yerde, özüm dârda, erenler huzurunda, Hak Muhammed Ali divanında canım kurban tenim tercemân bu hakirden incinmiş gücenmiş can kardeşler var ise dile gelsin yol ile yoldayız. Allah eyvallah, erenler kimsenin hakkı kalmasın, haklı olan gelsin, hakkını alsın. Zira bu meydan Muhammed Ali divanıdır. Erenler Hûû dost!…”