Tezkire-i Şuarâ
Divan şâirlerinin hayat ve şahsiyetlerinden bahseden, eserlerinden örnekler veren ve devrine göre bir nevi edebiyat tarihi sayılabilen eserlerin genel adı. Türk Edebiyatında şuara tezkireciliği geleneği, Fars Edebiyatı tesiriyle önce Çağatay sahasında başlar, daha sonra Osmanlılarda gelişir. İlk Türk tezkiresi olarak Ali Şir Nevâyî’nin 1491’de kaleme aldığı Mecâlisun-Nefâis‘ini zikretmek gerekir. Anadolu sahasında ve Türk Edebiyatı içinde yer alabilecek tezkirelerin ilk örneklerine ancak 16. asırdan sonra rastlarız. 16. asırdan 20. asra kadar Anadolu sahasında beilibaşlı otuz altı şuara tezkiresi telif edilmiştir.
İlk Osmanlı şuara tezkiresi Edirneli Sehi’ Bey’in Heşt Behişt‘idir. Onu aynı yüzyılda Lâtifi’ Tezkire-i Lâtifi, Aşık Çelebi Meşâirü’ş-Şuarâ, Ahdî Gülşen-i Şuarâ, Kınalızâde Hasan Çelebi Hasan Çelebi Tezkiresi, Mustafa Beyânı Tezkire-i Beyânı ile takip etmektedirler.
18. yüzyılda yazılmış başlıca şuarâ tezkireleri ise şunlardır: Mehmed Riyazi Riyazi Tezkiresi, Kafzâde Faizi Fâizi Tezkiresi, Seyyid Mehmet, Rıza Tezkiresi Mehmed Salih Yümni, Yümni Tezkiresi, Mehmed Asım Asım Tezkiresi, Edirneli Ali Güfti, Güfti Tezkiresi..
18. yüzyıl ise şuara tezkireciliğinin zirveye vardığı ve en değerli eserlerini verdiği dönemdir. Bu asırda şu tezkireleri görüyoruz: Mustafa Safâf Safâî Tezkiresi, Mehmed Emin Sâlim Sâlim Tezkiresi, Bursalı Beliğ İsmail Beliğ Tezkiresi, Kemiksiz-zâde Mustafa Safvet Safvet Tezkiresi, Hüseyin Râmiz Râmiz Tezkiresi, Silâhdarzâde Mehmed Emin Sílahdarzâde Tezkiresi, Mehmed Akif Akif Tezkiresi, Mehmed Esrar Dede Esrar Dede Tezkiresi (Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviye).
19. yüzyılda ise artık tezkireci-liğin eski önemini kaybettiği görülür. Bu yüzyılda Abdüifettah Şefkat Şefkat Tezkiresi ile, Vak’anüvis Mehmed Es’ad Bağçe-i Sâfâ-Enduz ile, Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey Arif Hikmet Tezkiresi ile, Davud Fatin Efendi Fatin Tezkiresi ile, Çaylâk veya Çopur Tevfik ise Kafile-i Şuarâ adlı eserleriyle bu geleneği sürdürürler.
20. yüzyılda artık bu türün yerini tamamen edebiyat tarihçiliği almış olmakla beraber Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri ile Sadettin Nüzhet Ergun’un eksik kalan Türk Şâirleri ve İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın Son Asır Türk Şâirleri adlı eserleri bu türün son örneklerini teşkil etmektedir.