Vâkıf (ar.s.)
Arabça “vakafa” dan gelir. Duran manâsınadır. Fakat ıstılahta çok daha değişik bir manâ ve mahiyet kazanır. Vakfı yapan kimse demektir. Diğer bîr ifâde île sâhlb bulunduğu bir mülkü, Allah rızası için toplum yararına vakfeden kimsedir. Vakıf hukukî bir muamele
olduğuna göre bunu yapanda bazı şartların bulunması gerekir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Vâkıfın, temlik ve teberrua ehil olması şarttır. Akıl sahibi hür ve akıllı olması gerekir.
- Vâkıf, vakfa razı olmalıdır. Zorla vakıf yaptırılamaz,
- Herhangi bir sebeple vâkıf mahcur bulunmamalı.
- Vakfı yapan kişi, bunu sırf Allah rızası için ve sevap kazanma niyeti ile yapmalıdır.
Vâkıfta aranan şartlardan başka ayrıca vakfedilen malda da bazı şartların bulunması gerekir. Her hangi bir kimse kendisine âid olmayan ve kısa bir müddet sonra ortadan kalkacak olan bir şeyi vakf edemez.