Yalan
Doğru olmayan, Hakikatin aksi olan söz, asılsız söz,
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, münafıklığın belli başlı alâmetlerinden biri kabul ettiği ve İslâm’ın kesin bir surette yasakladığı yalanı İslâm ahlâkçıları “bütlin kötütüklerin anası” (ümmü’l-habâis) diye nitelemişlerdir. Dürüst ve doğru sözlü olması sebebiyle genç yaşından itibaren, dost düşman herkesin kendisine “el -Emîn” ünvanını verdiği Hz. Muhammed, “Sen dostuna bir söz söylüyorsun ve o bu konuda seni doğru biliyor, halbuki sen yalan söyleyerek onu aldatıyorsun. Bu ne büyük bir hiyânettir!” buyurmak suretiyle yalandan ve yalancıdan dostluk ve insanlık adına nefretini ifade etmiş; Kur’ân-ı Kerîm’de de “Allah’ın lâneti yalancıların üstüne olsun!” (K.3/ 61); “.. Artık o murdar putlardan ve yalan söylemekten kaçının!” (K.22/ 30) buyurulmuştur (bk. Sıdk),