Zina Nedir, Ne Demektir, Çeşitleri, Zararları, Zinaya Götüren Yollar

Zina

Âkil, baliğ kadın ve erkeğin aralarında nikah veya mülkiyet gibi bir bağ olmadan önden cinsî münabette bulunmalarına denir. Buna fuhuş adı da verilir. Zina evlilik bağlarını çözdüğü, aileyi dağıttığı ve nesli bozduğu için en eski milletlerden bu yana yasak edilmiştir.

İslâm tam bir cemiyet ve birlik dini olmakla, sosyal birliğin ilk ve esas yapı taşı olan aileyi ön planda tutar. Onu en esaslı bir zenberek, dünyevi saadet için bir cennet ve bir melce, bir sığınak kabul ettiği için İslâm, aileyi ve aile düzenini bütün kuvvetiyle korumaya çalışmıştır. Ona zarar verecek herşeye karşı şiddetli cezalar koymuştur. Zina ise ailenin baş düşmanıdır. Çiftlerin birbirine olan sevgi, saygı ve merhametlerini azaltır. Aile birliği bir angarya hükmüne gelir. Bu da.hem çiftlerde ve hemde çocukta kapanması güç yaralar açar ve giderek toplum iyice bozulur, kokuşur. Halbuki dinin en büyük gayelerinden birisi de toplumu mesud ve düzenli bir birlik halinde tutmaktır. Zina ise bunun en büyük düşmanıdır. Bu yüzden İslâm zina suçuna karşı çok şiddetli cezalar koymuştur. İnsanlara hududlarını tayin etmiştir (K.6/151). Yine Kur’ân-ı Kerim hertürlü fuhşun haram kılındığını belirtir (K. 7/33). Zaten zina mü’minde olmaz, onlar ancak eşlerine ve sahib oldukları cariyelerine karşı nefsi istek duyarlar. Bunun dışında kalanlara karşı nefislerini korurlar (K.23/5-6).

Peygamberimiz, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: “Bir mümin mümin olduğu halde zina edemez, hırsız mümin iken çalamaz ve insan mümin ise içki içemez” Böylece zina hırsızlık ve içkinin beşeriyet için ne korkunç yaralar olduğunu — neredeyse imansızlıkla denk olacakları şekilde— belirtmiştir. Yani bu fiiller işlenirken müminler geçici olarak imandan çıkarlar. Çünkü Allah’ın kendisine baktığını bilen zina edemez, kendisini izlediğini bilen çalamaz ve Allah’ın yanıbaşında, beraberinde hazır bulunduğuna inanan içki içemez.

İslâm sosyal nizamı aileye dayandırdığı için, insanları daima evlenmeye teşvik etmiş ve onun fuhşa düşecek yollardan uzaklaştırmış, nikahı ise kolaylaştırmıştır, (bk. Nikah).

İslâm aralarında nikah olmayan kadın ve erkeğin değil zina ve temas, bakışmasını bile yasaklamıştır. Çünkü fuhşa giden yol bakmakla başlar. Bu sebebten olacak ki Hz. İsâ: “Bir kadına şehvetle bakan onunla zina etmiş gibidir.” buyurmuşlardır. Hz. Peygamber bir hadis-i şerifinde: “Gözün zinası bakmaktır, kulakların zinası dinlemektir. Dilin zinası konuşmaktır. Elin zinamı yapışıp tutmaktır ayakların zinası (o işi yapmak üzere) yürümektir.” Bir başka hadiste ise ağzın zinası öpmektir buyuruimuştur.

Bu davranışlar normal gibi görünse de karşı tarafı gayrı meşru bir yola sevk veya tahrik edebilir. En azından kalbine bir vesvese bir arzu düşürür. İslâm, daha hiç birşey olmadan hadiseyi önlemek için böyle kuvvetli yasaklar koymuştur. Hatta birbiriyle nikahlı olmayan akıl baliğ bir kadın ve erkeğin bir üçüncü şahıs olmadan bir arada bulunmalarına müsade etmemiştir. isterse bu erkek ve kadın birbirine nikahı düşen yakın akraba olsunlar hüküm aynıdır.

Zamanımızda kadın erkek ilişkileri alabildiğine serbestlik kazanmış ve basın, yayın, moda, reklam, hatta ticaret kazançlarını, insanların şehevî arzuları üzerine bina etmişler, cinsî eğilimleri bir çıkar vasıtası olarak kabule başlamışlardır. Kimsede gelecek nesillerin telaşı kalmamıştır. Bu yüzden mümin kadın ve erkeğe düşen Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine ellerinden geldiğince uymak ve nefislerine uygulamaktır. Bu ise ancak aile hayatının tekrar cemiyete hakim kılınmasıyla olur.

Daha yeni Daha eski