Adliye Nezareti Nedir, Ne Demek, Osmanlı'da Görevi, Tarihi

Adliye Nezâreti. Osmanlı Devleti’nde Avrupa tarzında teşkil edilen ve bugün Adalet Bakanlığı’na tekabül eden kuruluş.

İlk defa, bir yüksek mahkeme olan Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye’nin 13 Zilkade 1286 tarihinde “Nezaret”e çevrilmesiyle kuruldu. Bundan ön­ce Adliye Nezâreti’ne ait işler, devletin ilk dönemlerinde daha çok kazasker­ler, şeyhülislâmlığın önem kazanmasıy­la sonraları şeyhülislâmlar tarafından görülmekteydi. 23 Mart 1837’de, ihti­yaç duyulan kanunnâme ve nizâmnâ­meleri hazırlamak üzere kurulmuş olan Meclis-i Vâlâyı Ahkâm-ı Adliyye. 1868′-de Şûrâ-yı Devlet ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye relslikleri olmak üzere ikiye ay­rıldı. Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye başlan­gıçta bir yüksek mahkeme olarak dü­şünülmüş ve esas itibariyle birisi “Tem­yiz”, diğeri “İstînaf” olmak üzere iki kı­sım halinde düzenlenmişti. Kısa bir sü­re sonra Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye nizam-nâmesiyle relslik nezarete dönüştürü­lerek Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kuruldu.  İlk nazırlığa da Ahmed Cevdet Pa­şa getirildi. 1875 yılı sonlarına kadar Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye nâzın aynı za­manda temyiz mahkemesi relsi idi. Bu tarihte temyiz mahkemesine ayrı bir rels tayin edilerek Adliye Nezâreti ile temyiz mahkemesi başkanlığı birbirin­den ayrıldı. Yihe aynı yılın 30 Kasımın­da o zamana kadar Ticaret Nezâreti’ne bağlı olarak çalışan ticaret mahkemele­ri de Adliye Nezâretine bağlandı.

Adliye Nezâretinin ilk teşkilât nizam­namesi Said Paşa’nın nazırlığı zama­nında hazırlanmıştır. 29 Cemâziyelevvel 1296 tarihli “Ad­liye ve Mezâhib Nezâreti’nin ve Devâir-i Merbûtasfnın Vezâifi Nizamnâmesi’nde Adliye Nezâreti’ni teşkil eden he­yet adliye nâzın, adliye müsteşarı, adli­ye mektupçusu, encümen-i adliyye, encümen-i idâre-i adliyye, havale müdü­rü, umûr-ı cezâiyye müdürü, umür-ı hukûkiyye müdürü, sicill-i me’mûrîn mü­dürü, mezâhib müdürü, evrak müdü­rü ve muhasebeci şeklinde tertip olun­muştur. Daha sonra bu heyete cerîde-i mehâkim idaresi, mütercimlik ve intihab en­cümeni de katılmıştır. Bu nizamname ile gayri müslim azınlıkların o zamana kadar Hariciye Nezâreti’ne bağlı olan mezhep işleri Adliye Nezâreti’ne bağ­landı ve bu sebeple nezaretin ismi Adli­ye ve Mezâhib Nezâreti oldu. Nezaretin 7 Cemâziyelevvel 1329 tarihli dahilî nizamnamesi ile teşkilâ­tı değiştirilerek Adliye Nezâreti mer­kez heyeti müsteşarlık, kalem-i mahsus müdüriyeti, umûr-ı cezâiyye müdüri­yeti, umûr-ı hukûkiyye müdüriyeti, si­cil müdüriyeti, muhasebe müdüriyeti, mezâhib müdüriyeti, ihsâiyyât ve müdewenât-ı kânûniyye müdüriyeti ve ev­rak müdüriyeti olmak üzere dokuz mü­dürlükle, encümen-i ıslahât-ı adliyye, encümen-i intihâb, intihab komisyonu, encümen-i idare, kalem-i mahsus en­cümeni, encümen-i inzibat olmak üze­re altı encümenden ibaret bir kuruluş haline getirildi. Bu müdürlük ve encümen­lerden ayrı olarak zamanla Adliye Nezâreti’nde başka müdürlük ve daireler de kurulmuştur.

Nizamiye ve ticaret mahkemelerinin yanı sıra 13 Mart 1917 tarihli bir ka­nunla şer’iyye mahkemeleri de Adliye Nezâreti’ne bağlanmışsa da bu durum devam etmemiş, 1919’da bu mahke­meler tekrar şeyhülislâmlığa bağlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde bulunan konsolosluk mahkemeleriyle gayri müslim azınlıkla­rın cemaat mahkemeleri ise Adliye Ne­zâreti dışında tutulmuştur.

Adliye Nezâreti, 1873’ten 6 Ekim 1901’e kadar Cerîde-i Mehâkim, 13 Ekim 1901’den 10 Mart 1907’ye kadar Ceride-i Mehakim-i Adliyye adıyla haftalık, 1909’dan itibaren Cerîde-i Adliyye ismiyle on beş günlük bir dergi çıkarmıştır; Cerîde-i Adliyye, Adalet Dergisi adıyla bugün de yayın hayatına devam etmektedir. Adliye Nezâreti’nde, kuruluşundan 1922’de son Osmanlı hükümetinin istifasına kadar otuz yedi adliye nâzırı görev yapmıştır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski