Anjiyogenez, fizyolojik bir süreç olup, yeni damarların oluşması, gelişmesi manasına gelir.
Anjiyogenez, büyüme ve gelişme ile yara iyileşmesi gibi süreçlerde olması beklenen bir olaydır. Bununla beraber bazı durumlarda patolojik de olabilmektedir. Anjiyogenezi tetikleyen ve önleyen faktörler arasındaki denge bozulduğu takdirde denge kimin tarafına bozulduysa ona göre anjiogenezde eksiklik veya fazlalık görülebilir.
Kanserlerde; artrit, inflamatuvar bağırsak hastalıkları gibi inflamatuar hastalıklarda; ve çeşitli göz hastalıklarında (maküler dejenerasyon gibi) anjiyogenez patolojik olarak meydana gelemktedir. Periferik arter hastalıkları, gecikmiş yara iyileşmesi gibi durumlarda ise anjiyogenezin patolojik yetersizliği vardır.
Özellikle kanserli hücrelerin büyümesi için gerekli olan besinleri alabilmek için tümör hücreleri tarafından salgılanan maddelerle anjiogenez uyarılmaktadır. Bu nedenle kanser hastalarında anti-anjiyogenez yapıcı kemoterapötik ajanlar tedaviye eklenebilmektedir. Ayrıca unutulmamalıdır ki patolojik ve fizyolojik anjiogenez sonucu oluşan damarlarda farklılıklar vardır. Örneğin; patolojik anjiogenez neticesi oluşan damarlar radyoterapiye duyarlı iken, normal damarlar buna dirençlidir.