Dışkı hayvanların sindirim artıklarından oluşan ve anüs yoluyla vücuttan atılan artık madde.
Sindirim olaylarında gün boyunca yenilen besinler ağızdan başlayan zorlu bir yolculuk yapar. Sindirim sistemindeki bu yolculuk sırasında vücut gereken besinleri alır ve geriye artıklar kalır. Artıkların dışarı atılmasıyla yolculuk son bulur. Bu olaylar pek çok hayvanda benzer biçimde gerçekleşir. Bununla birlikte türlerin birbirinden farklı pek çok özelliği vardır.
Memeliler dışkılarını ve idrarlarını ayrı yerlerden atarlar. Bu canlıların hem dışkılayacakları bir anüsleri hem de idrarlarını yapabilecekleri bir idrar yolları vardır. İskeleti olan tüm öteki hayvanlarınsa, kuşlarda olduğu gibi (kloak adı verilen) tek bir çıkış yeri vardır. Kuşlar, her zaman dışkılayabilirler.
Bütün hayvanlar, mantarlar ve bakteriler işbirliği halinde doğayı dışkıdan temizlerler ve besinleri toprağa yeniden kazandırırlar. Bu canlıların çoğunun amacı aslında ortalığı temizlemek değil, kendine besin sağlamaktır; ama sonuç olarak doğanın dengesi de korunmuş olur.
İnsanlara gelince, onlar uzun zamandır dışkılarını büyük borularla ırmaklara, göllere, denizlere döküyorlar, ama bu uygulama suların kirlenmesine yol açıyor. Bu yüzden bundan yavaş yavaş vazgeçiliyor ve lağım suları, bakteriler yardımıyla enerji elde edilebilecek ya da yeniden kullanılabilecek hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Dışkı yalnızca denizlere dökülmeyip değerlendirilebilecek bir doğal üründür. Yeniden doğaya bırakıldığında ağaçların, tahıl ürünlerinin, çiçekli bitkilerin daha çok gelişmesini sağlar. Daha çok bitki de daha temiz hava, daha bol oksijen demektir. Dünyada pek çok yerde topraklar çölleşmeye başlamışken, enerji kaynakları tükenirken bu gibi artıkların değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir. Uzunburunlu fare kangurularını örnek alarak “dışkı çevriminin” sürdürülmesini sağlamak mümkündür.
Topraktaki ölmüş organizmaları yiyerek beslenen solucanlar, sarmal biçimli dışkılarını kuyruklarının ucundan bırakırlar.
Bokböcekleri topladıkları dışkıyı yuvarlayarak kendilerinden büyük toplar yaparlar. Yumurtalarını bu dışkı topunun içine bırakarak onları hem korumuş olurlar hem de yumurtaların beslenmesini sağlarlar.
Bazı canlılar yalnızca dışkıda yaşayabilirler.
Küf mantarları, şapkalı mantarlar ve Pilobilus adı verilen küf mantarı, çoğalmak için sporlar üretir ve sporlarını yukarı doğru fırlatır. Topraktaki otların arasına düşen sporlar otlarla birlikte hayvanlar tarafından yenir.
Bu sporlar hayvanın sindirim sisteminde hiç zarar görmezler ve hayvan dışkısını toprağa bıraktığında büyümeye başlarlar. Böylece hayvanlar sayesinde bir yerden bir yere taşınırlar.
Gelişmekte olan ülkelerde kırsal bölgelerde yaşayan pek çok insan sığır dışkılarını güneşte kurutarak tezek adı verilen özel bir yakacak türü elde ederler. İnsanlar, tezeği ısınmak için ya da besin hazırlamak için yakarlar. Asya’da ve Afrika’da her yıl 400 milyon ton tezek yakılmaktadır. Bu kadar tezek, toprağı besinler bakımından zenginleştirmede gübre olarak kullanılırsa, 200 milyon ton daha fazla ürünün elde edilebileceği tahmin edilmektedir.