Kımıl (Aelia rostrata), insanlığın hububat tarımına başladığı ilk bilinemez çağlardan beri en büyük zararı buğday ve diğer hububat ekili tarlalarda var olan ürünler bağlamında insanlığın emeğine ve geleceğine zarar vererek varlığını sürdürebilen bir tür küçük zararlı böcektir. Türkçeye Arapçada bit anlamına gelen kelimeden (قمل) geçmiştir.
İnsan uygarlığı çağlar boyunca kımıl ile bir zararlı olarak mücadele ederken elinde bulunduğu hububat türlerini genetik olarak ele alıp daha dayanıklı hububat türleri üretmeye zorlayarak dolaylı bir katkı da vermiştir. Bu çalışmlar başlangıçta her ne kadar zararlı mücadelesi olarak başlamışsa da genetik kodlara müdahale edilebilme olarak birim alana denk ürün artışı sağlayabilecek kodlarda çözülmüştür. Bu açıdan özünde zararlı olan kımıl, diğer yandan insanı daha iyi olanı ve dayanıklı olanı teşvik etmesiyle de önem kazanmaktadır.
Türkiye’de kımıl zararlısı gündeme 1950’li yıllarda gelmiştir. Ondan önce tam olarak bilinememesi başka soruları da beraberinde getirmektedir. Bazı kaynaklarda bu zararlının birden ortaya çıkması değişik teorilerinde üretilmesine neden olmakla birlikte üç farklı değerlendirme yapılmaktadır: yurt dışından alınan tohumluklarla gelmiş olabileceği, zaten var olma ama farkına varılamam durumu ve atmosferden başka coğrafyalardan hava akımlarıyla gelmiş olabileceği şeklinde de görüşler vardır. Ancak asıl olan halen bu konu tarımsal ziraat içinde önemli bir konu olduğudur.
1950’lerde birçok hububat ekim alanında ürünün kımıllar tarafından halkı kıtlığa mahkûm etmesi de ilgili yörelerin kültüründe derin izler bırakmış ve halk oyunlarına, türkülere de konu olmuştur.
Türkiye’de hububat tarımı ile uğraşan ve geçimini bundan sağlayan kırsal alanlarda en çok bilinen ve her yıl ilkbaharla birlikte zararlı mücadelesi için çalışmalar yapılır. Kımıl ile mücadele için il ve ilçelerde yer alan tarım müdürlükleri bünyesinde özel ekipler bu amaçla halkı bilinçlendirme çalışmaları yürütürler ve gerektiğinde de aktif olarak saha mücadelesine katılırlar.
Tanımı ve Yaşayışı: • Baş üçgen şeklinde, ön kısmı sivridir. Orta kısımları koyu, kenarları açık kirli sarıdır. • Üzerinde yan yana önden arkaya uzanan siyah ve kirli sarı çizgiler bulunur. • Bacaklar kirli sarıdır. Bu böcek etrafa pis koku salgılar. • Yılda bir nesil verir. • Kışı dağlarda Meşe, Geven, Kirpi Otu, çam, ayı kulağı vb. bitkilerin altlarında geçirir. • İlkbaharda havalar sıcaklığı 20°C olduğunda tarlaya göç ederler, • Buğdayla beslenir, çiftleşir ve yumurta bırakır. • Yumurtadan çıkan yavru yeni nesil ergin böcek olur ve buğday hasadından sonra tekrar dağlara çıkar.
Zararı: • Başta buğday olmak üzere, tüm buğdaygiller konukçularıdır. İlkbaharda hububat tarlalarına göç eden kışlamış kımıllar, henüz kardeşlenme döneminde olan buğdayı kök boğazı üstünden emerek Kurtboğazı”(Göbek kuruması) zararı yapar. • Bu şekilde zarar görmüş buğday başak bağlamaz. Kışlamış kımıl erginleri hububatın başaklanma döneminde başak sapını emerek buğdayın dane bağlamasına engel olurlar. Bu zarar şekline “Akbaşak” adı verilmektedir. KIMIL (Aelia spp., )
Mücadele Yöntemleri: Kültürel Önlemler: • Erkenci çeşitlerin ekimi yaygınlaştırılmalı, • Tarla iyi hazırlanmalı, • Nadas iyi yapılmalı, • Yabancı otlarla mücadele yapılmalı, • Hasadın mümkün olduğunca erken yapılmalı, • Bölgede hububat başka ürünlerin yetiştirilmesine önem verilmeli, • Anız yakılmamalı, • Tarla kenarlarına ağaç dikilmeli mevcut ağaç ve çalılar korunmalıdır.
Kimyasal Mücadele: m²’ de 2 adet kışlamış ergin kımıl var ise buğday tarlalarında ilaçlama yapılmalıdır.