Kokoreç, Anadolu ve Balkanlarda koyunun ince bağırsağından ve bumbardan yapılan şişe sarılarak kor ateşte kızartılan bir çeşit yemektir.
Köken bilimi
Kokoreç sözcüğünün kökeni Yunanca kokorótsi sözcüğünden ziyade Arnavutça kokërroz veya da Ulahça kukuretšu sözcükleridir. Bu üç sözcük de “mısır koçanı” anlamına gelir. Kokoreç Türkçeye Yunancadan geçmiştir. Ömer Seyfettin Lokanta Esrarı adlı hikâyesinde, Atinalı bir Rumun lokantasında ilk kez kokoroç ile tanışmasını anlatır.
Hazırlanışı
Öncelikle bağırsaklar içten ve dıştan temizlenir. Kokorecin iç kısmı bumbardan, dış kısmı ince bağırsaktan yapılır. Uzunca bir şişe bumbarlar geçirilerek başlanır. Daha sonra ince bağırsaklar şişin etrafına defalarca dolanır. Ara ara ince yağ tabakaları yerleştirilir.
Şişler genellikle kokoreç için özel hazırlanmış mangallarda yatay bir konumda asılı bir şekilde ve döndürülerek pişirilir. Kızartmadan sonra kesit kesit alınarak, bol baharatlanır. (İsteğe bağlı olarak) iki bıçak yardımıyla kuşbaşı büyüklüğünde doğranır. En çok tercih edilen baharatlar kimyon, kekik ve acı kırmızı pul biberdir.
Tabakta veya ekmek arasında yenilir. Garnitürle servis edildiği de olur. Garnitür olarak domates, biber turşusu ve hıyar turşusuyla beraber yenir. İsteğe bağlı olarak bir meşrubatla yenebilir.
Türkiye
Türkiye’de kokoreç genelde sokakta satılan bir yiyecektir ve restoran menülerinde çoğunlukla bulunmaz. Kokoreç için özel hazırlanmış mangallı tezgahlarda kömür ateşinde pişirilir. Sokakta ayaküstü yendiğinden genellikle (değişik boyutlarda) ekmek arası olarak tüketilir. Kokorecin yanında en çok tercih edilen içecekler ayran ve şalgam suyudur.
Yunanistan
Yunanlar kokoreci geleneksel olarak her yıl paskalyada tüketirler. Herhangi bir zamanda da bulmak mümkündür. Çoğu Yunan tavernasında kokoreç bulunur. Gardouba (γαρδούμπα) veya gardoubakia (γαρδουμπάκια) Yunan kokorecinin tavada ya da fırında yapılan bir çeşididir.