Hastanın kendisi tarafından bazen çok ender de olsa başkaları tarafından da duyulabilen ve baş içinde meydana gelen bir takım sesler.
Sümkürme, çiğneme, esneme gibi olaylara eşlik eden sesler normal olarak kabul edilir ve kulak çınlamaları grubuna girmezler. Asıl çınlamalar bir takım hastalıklarla beraber görülenlerdir.
Kulak çınlamasının tipleri: Çınlamalar devamlı ve belirli aralıklarla olabilir. Menşei, iç kulaktaki işitme organında koklea veya bunun dışında olabilir. Çınlama, yalnız hastanın kendisi tarafından duyulursa sübjektif, hasta ve çevresindeki şahıslar tarafından da duyulursa objektif olarak adlandırılır. Çınlamalar; özellikle titreşim yapan Vibratuar veya titreşim yapmayan Nonvibratuar olarak iki tiptedirler.
Titreşim yapan Vibratuar çınlamalar: Bu tip çınlamalar, boğaz ve ağız içindeki bir takım kasların anormal bir şekilde titreşimlerinin ve kasılmalarının sonucu olarak takırtılı sesler halinde, bazen başkalarının da duyabileceği bir takım seslerdir.
Kalb-Damar sistemine ait hastalıklarda da kulak çınlaması görülür. Bunlarda genellikle hasta tarafından ve bazen başkası tarafından da kulakta nabız atması şeklinde ritmik bir sesin meydana geldiği duyulur ki, hipertansiyonu olanlarda veya âni olarak tansiyon artmalarında bu aşikardır. Keza, kulak çevresindeki atardamarlara ait hastalıklarda da nabızla birlikte duyulan ritmik sesler vardır. Toplardamarlara ait sesler ise ileri derece düşük tansiyonlu ve kansız kimselerde görüldüğü gibi, devamlı olarak derinden gelen bir uğultu şeklindedir. Kuvvetli beden hareketlerinden sonra bir müddet için, kulakta nabız atması şeklinde bir ses işitmek de mümkündür. Fakat dinlenince geçen bu olay normal bir durumdur.
Titreşim yapmayan Nonvibratuar çınlamalar: Bunlar kulak dışında doğan titreşimlerin iç kulaktaki işitme organına erişmesi şeklinde değil de bizzat işitme organının sinirsel kısımlarında çeşitli sebeblere bağlı olarak ortaya çıkan bozukluklar sonucu ortaya çıkarlar. Mesela yaşlılıktaki işitmenin azalması ve kaybındaki Presbiakuzi çınlamalar böyledir. Yine şeker hastalığı gibi metabolik bozukluklarda, hipertiroidizm gibi hormonal sistem bozukluklarında; kinin, salisilik asit, alkol, nikotin, arsenik, kurşun, fosfor, karbonmonoksit, karbonbisülfat, morfir., atropirı ve etilen boyaları gibi ilaçların, kimyevi ve toksik zehirli maddelerin vücuda alınmasında; streptomisin, neomisin, kanamisin gibi antibiyotiklerin kulanılmasında işitme organının sinirsel bölümleri tahribe uğramaktadır. Bunun sonucu olarak işitme kayıpları, baş dönmeleri ve bu arada kulak çınlamaları meydana gelebilmektedir.
Kafa travmalarında çarpmalarında ortaya çıkabilen diğer hasarlara işitme organı da katılmışsa, devamlı veya âniden yüksek sese maruz kalınmışsa, meydana gelen hasar sonucu işitme kaybı ve kulak çınlaması ortaya çıkmaktadır.
Dış kulak yolunun tamamen kulak kiriyle dolmasında; orta kulak ve iç kulak iltihaplarında; yine iç kulakta damarların genişlemesi ve kan sızdırması, su toplanması gibi hadiselere sebep olan allerji, lösemi kan kanseri gibi hastalıklarda kulak çınlaması bulunabilir.
Ayrıca işitme sinirlerinin bir tümörie baskıya maruz kaldığı durumlarda ve bu siniri de tutan sirengomiyeli gibi sinir sistemi hastalıklarında da kulak çınlaması vardır.