Olimpos Beydağları Millî Parkı, 1972’de Antalya ili Kemer ilçesi sınırarı içinde bulunan doğal ve tarihi güzelliklerin korunması için sit alanı olarak korunmaya alınan bölge.
Olimpos-Beydağları Sahil Millî Parkı Sarısu’dan itibaren Antalya – Kumluca karayoluna ve Akdeniz’e paralel olarak Gelidonya Burnu’na kadar uzanmaktadır. Akdeniz Körfezinin batı sahilinde muhteşem güzellikte doğal plajlar antik şehirler vardır. Çıralı ve Adrasan Plajı bunlardan en güzel ve uzun olanıdır. Milli Park giriş noktasından itibaren Topçam, Küçük Çaltıcak, Büyük Çaltıcak, Kargıcak 1-2 gibi günübirlik mesire alanlara uzun plajlara sahip orman ve denizin kucaklaştığı ender tabiat harikalarıdır.
Ayrıca Millî Park içinde Göynük Çadırlı Kampı (100 çadır) ve Kemer’e 3 km mesafede Kındılçeşme Çadırlı Kamp alanı (225 çadır) bulunmaktadır.
Phaselis Antik Kenti jeolojik, tarihi, flora ve fauna güzelliklerin bulunduğu bir yol kavşağı niteliğindedir. Çıralı Sahili, Olympos antik kenti ve Yanar taş, Millî Park’ın sembol kaynaklarındandır.
Olympos Antik Kenti
Olympos Antik Kenti, Antalya’nın 80 km güneyinde ve Antik Likya Bölgesi içindedir. Doğudan Akdeniz’e açılan Olympos Antik Kenti, ortasından geçen Akçay (Olympos Çayı) ile ikiye bölünür. Bu konumuyla tarih boyunca liman kenti olma özelliği taşıyan Olympos, günümüze gelen antik kentler arasında farklı bir yapı sergiler. Olympos kelimesinin Yunanca kaynaklo olmadığı düşünülmektedir. Bu adın kaynağı ve anlamı tam olarak açıklanmamakla birlikte, eski Anadolu dillerinden geldiği ve genellikle “yüksek dağ, ulu dağ” anlamında kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Kentin kesin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Tarih sahnesinde Olympos Likya Birliği içinde bastığı sikkeler ile MÖ 168-78 yıllarında ilk kez görülür. Olympos bu birlik içinde üç oy hakkına sahip, altı ayrıcalıklı kentten birisidir. Hatta bazen birlik başkanının bu kentten çıktığı saptanabilir. MÖ 80’de kent, korsanların eline geçmiştir. Ünlü Korsan Zeniketes’in Olympos yakınlarındaki bir kalede oturduğu bilinmektedir. Anadolu kıyılarındaki ve dağlık bölgelerdeki karışıklıklar üzerine bölgeyi korsanlardan temizlemek için, Romalı komutan ve senatör Publius Servilius Vatia komutasındaki Roma Donanması MÖ 78’de Gelidonya Burnu’nda yapılan üç deniz savaşını da kazanarak Zeniketes’in ünlü kalesini yerle bir etmiştir. Zeniketes’in ölümünden sonra komşu kentlerle beraber Olympos da Roma’nın eline geçmiştir. Bu dönemlerde Hephaistos, Zeus ve Apollon kültlerinin Olympos’ta tapınım gördüğü bilinmektedir.
Roma İmparatorluk döneminde de Olympos Likya Birliği’nin seçkin üyelerinden biri konumundadır. M.S. 2. yy. sonları ile M.S. 3. yy. başlarına tarihlenen mezar yazıtından, Marcus Aurelius Arkhepolis’in Likya Birliğinde Lykiarkh (Likya Birliği Başkanı) olarak görev yaptığı ortaya çıkmıştır.
Kuzey Nekropol
Kuzey Nekropol, Akçay (Olympos Çayı) ile ikiye bölünen kentis kuzeyinde yer alır. Bu bölgede yaklaşık 113 mezar tespit edilmiştir. Güney Nekropoldeki mezarlar genellikle bitişik yapılmışken burada mezarlar arasında mesafeler bırakılmış ve belli bir aksa göre konumlandırılmaya önem verilmemiştir. Kanallar ve mozaikli yapının yer aldığı bölümde ise, Olymposlu Lykiarkh Marcus Aurelius Arkhepolis’in anıtsal mezarı ve Antimakhos’ın lâhdi yer almaktadır. Lykia tipi lâhdin etrafı Bizans dönemine ait yapılarla kuşatılmıştır. Bizans döneminde kentte, Nekropol içinde kiliselerin bulunması, geç dönemlerde de Roma mezarlarının kullanıldığını düşündürmektedir. Kuzey Nekropolde M.S. 1. yy.dan itibaren gömü yapılmış ve M.S. 3. yy. içinde de decam etmiştir. Olasılıkla Bizans döneminde de bu mezarlar yeniden kullanılmıştır.